KADIN
07.03.2023 17:558 Mart önemli bir gün.
Bizim kadınlarımız içinse bugünlerde çok daha önemli bir gün...
İnsan hakları temelinde kadınların, siyasi ve sosyal bilincinin geliştirilmesine, ekonomik, siyasi ve sosyal yaşama daha etkin katılımının arttırılmasına, güçlü farkındalık sağlamak ve bu yolda kapsamlı mücadele vermek, kadının yaşama dair problemlerini yok edecektir.
Daha önemlisi, kadının zaman zaman hayatına neden olan bedelleri de ortadan kaldıracaktır.
8 Mart'ın bugüne ayrılması tesadüf değil.
O günün tarihinde, çok hüzünlü bir acı var.
8 Mart 1857 günü, New York’ta bir dokuma fabrikasının kadın çalışanları, çalışma şartlarında iyileştirmeler yapılması amacıyla bir gösteri düzenlerler. Polisin fabrikanın kapısını, kadınların üzerine kilitlemesi ve ardından çıkan yangında ,129 kadının yanarak ölmesi ile sonuçlanan talihsiz olay yaşanır.
Kabul etmemiz gereken bir gerçek var ki;
Kadınlar hayatın en etkin lokomotifi ve can damarı. Hayatı oluşturan tüm kolonları kuran ve düzenleyen, toplayan, büyüten, geliştiren daha çok kadınlar. Hayatın en ağır işçisi, ama en güçlüsü de onlar. Bu nedenle onları hayata tam anlamıyla dahil eden, toplumların gelişiminin önünde kimse duramaz.
Ağır felaketin yaşandığı deprem bölgesindeki kadınlarımızı, bu pencereden izlerseniz, emin olun, orda da en çok etkilenen gurubu kadınların temsil ettiğini çok net göreceksiniz. Tüm kayıplarına ve tamirsiz acılarına rağmen kalanları yaşatmak ve yıkılanları yeniden kurmak için, en ağır sorumluluk kadınların omuzlarında. O kötü şartlarda derme çatma çadırlarda gece bir kadının uyuyabilmesi mümkün mü? Her türlü tehlikeye açık ortamda ailesi, çocukları uyurken, bir annenin uyuyabileceğine inanmak mümkün mü?
Orda insan üstü bir savaş veren kadınlar içme suyu için bile mücadele verirken, sesinin önüne başka bir unsurun geçmesini kabul edemez ve bunu unutmaz.!
Eğer huzurlu ve gelişmiş bir toplum olmak istiyorsanız, tam da böyle bir acıda o kadınlara umut olmaz zorundasınız.
Tüm temel yaşam kaynakları enkaza dönmüşken, oradaki kadını en çok o ülkenin siyasi unsurları anlayabilmeli ve görebilmeli. Daha ötesi siyasi unsurların içindeki kadınların sayısı da çok olmalı ki, umudu ve güveni güçlensin. Çünkü umut ve güven başarının en güçlü kaynağıdır.
Her şey Türkiye için derken, deprem bölgesinde yaşanan dram ve oradaki insanlar ve o insanlar için kalbi atanlardı; aslında bugünkü Türkiye.
Nedense, unutuldu.
Birdenbire gündem, motivasyonu ne olduğu şaibeli bir siyasi sarsıntısının altında kaldı.
Meydanlarda, tüm söylemlerinde kadınları ve gençleri umutlandıran vaatlerde bulunan İyi Partinin Genel başkanı Meral Akşener farkında mı, bilmem ama oturduğu masanın tek Kadın siyasisi olduğu için, milyonlarca kadının da umudu olmuştu.
Aylarca umut vererek oturduğu masadan öfkeyle kalktığı zamanlama kelimenin tam anlamı ile fiyaskoydu.
Bu ülkenin 11 şehri depremde yıkılmışken Onbinlerce insanımız toplu mezarlara gömülmüşken, oradaki acının üzerine çıkmak, sorumlu siyasetin tecrübeli Meral Akşener 'ine yakışmadı.
Ülkeyi çıkmaza sokan iktidarın depremdeki eksikliğinin verdiği zararları unutturan bu hamle sonrası o kadınlar Akşener'e bir daha umut bağlar mı?
Özetle:
Siyasette kadın varlığı, bir kadının, aile içindeki varlığı kadar önemlidir.
Hayatın kendisi ile ilgili her kararın verildiği bir platformda kadın varlığının eksik olması toplumun yaşamsal fonksiyonlarını çökertir.
Ancak, siyasetteki kadın varlığı; erkeksi dominantlığı ve kontrolsüz hamleleri ile değil, itinalı ve istikrarlı davranışları ile dengeli bir soluk olmalı...
Ancak o zaman mücadelesi umut olabilir.
Yorumlar
Yazarın Diğer Yazıları
- MUTLAK GÜÇ YOZLAŞMIŞ İSE VE MEDDAHLIKLA HALLEDERİM DERSE18.02.2023
- BİR TUHAF ÇELİŞKİ25.01.2023
- BAKİ KALAN BU KUBBEDE HOŞ BIR SEDA İMİŞ28.11.2022 Tümünü Gör