İYİ İNSAN, UCUZ İNSAN…

ABONE OL
11:26 - 23/10/2020 11:26
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Ev hapsinden ve Pandemi’den etkilenmeyen sadece kapitalist düzen oldu. Geniş halk kitleleri büyük şehirlerde kıt kanaat geçindiği 80-90 metrekarelik evlerine kapanıp, salgının geçmişini beklerken;  azınlık bir kesim lüks villalarında çiçek-böcek işleri ile uğraşmayı, hastalığa yakalanmamak için yanlarında çalıştırdıkları ucuz ve iyi insanları işten çıkartmaktan çekinmediler.

Eskiden zengin insanlar, zengin olmanın “şiarını” bilirlerdi, ona göre davranırlardı. Normal zamanlarda kapılarına gelen fakir-fukarayı boş çevirmezler,  ramazanda –bayramda sofralar kurar, onları konuk ederlerdi.

Her il’de köklü ve tanınmış aileler bulunur; isimleri ile müsemma bir hayat sürerler, çocuklarını buna layık olacak şeref ve onur ile yetiştirmeye, kendilerinin birer kopyası olmaları için çalışırlardı. Yaptıkları iş dalında hile-hurda olmaz, ucuz malzeme kullanılmaz, çalıştırdıkları ile akrabanın bir ferdi gibi ilgilenir, fazla içlerine sokmasalar da onlara insanca davranır,  kendi istekleri ile “emektar” olana kadar yanlarında barındırırlardı.

***

Şimdi işler değişti.

Para hızla el değiştirip, yeni zenginler çoğaldıkça, o eski aileler de, müesseselerde ya iyiliklerinin kurbanı oldular, ya da yeni yetişen mahdumlar ana-baba kurallarını bir kenara bırakıp düzene uydular.

Köy yolunda yürüyen hiç kimseyi yolda komayan anlayışın yerini,  tozu dumana, çamuru balçığı savura-savura görmezden geçen yeni yetmeler, küçük ağalar aldı.  İyilik el-etek öpmeye kaldı.  Siyaset arenası bile tahsiline, bilgisine, görgüsüne, geçmişine bakmadan; parası olanların “ol” demesi ile olacağına inanan yarı tanrı insanlara kaldı.

***

Artık iyi insan demek zengin insan demek değil, ucuz insan demek oldu.  Yani; insanlık ucuzladı.  Yoldaki köpekten,  yatakta ki hastaya kadar durum ayni ile vaki.  Etraf;  emeğini satarak geçinenlerin sömürülmesi,  maaşa talim edenlerin vergi ve fazla mesailer ile ezilmesi, kirada olanların aç gözlü ev sahiplerinin talepleri karşısında inim-inim inlemesi ile sürüyor.

İnsanlara hayal satışı oldukça revaçta. Bal satıcıları, dolandırıcılar, haksız kazanç peşinde koşanlar almış yürümüş.  Herkes çözümü hükümetten bekliyor. Hükümetin ne yaptığı belli. Vatandaşına maske dağıtmayı bile planlayamadığı ortada. Herkese yardım olarak gönderdiği paraların 80 de bir ile sınırlı kalması, bundan yararlananların çoğunun  yandaşları olduğu şeklindeki  iddiaların bulunması, buna karşı bir savunma geliştirememiş olması da ayrı konu.  Kızılay’ı, Yeşilay’ı, Mavi ayı derken bir talandır gidiyor.  Bir şey yapılmıyor mu? Yapılıyor elbet. Ama hiçbir hükümet yaptıklarından değil, yapamadıklarından sorumludur.

Eğer bir ülkede bütün müesseseler uygun adım yürüyemiyorsa , adaleti, sağlığı, eğitimi, maliyesi, ekonomisi, askeriyesi, Televizyonlar ve sosyal medya’da farklı görüntüler veriyorsa, sanatçı-bilim adamı-düşünür-ekonomist-sporcu-öğretim görevlisi gibi insanlar kaçıp yurt dışına gidiyorsa; pandemi hastanelerinde personel 24 saat aç-susuz, uykusuz çalışmak zorunda kalıyorsa; “sürü bağışıklığımız gelişecek” yalanı ile, sırf kapitalizme destek çıkmak için iknası mümkün olmayan sayılar, sosyal mesafe ve maske kuralları ile yakın temas imkânları açılıyorsa, gerçek ölüm nedenleri için otopsi yapılmadan insanlar apar-topar gömülüyor ise;  ne kadar zor durumda olduğumuzun bir göstergesidir.

Ah bu arada unutmadan yazayım.  Bir ülkenin değeri para veya mal varlığı ile değil, insanlarının okuryazarlığı ile mesleki başarıları ile ölçülür.

Ve unutmayalım. İyi insanlar, fakir insanlardır…

Taner Tümerdirim

[email protected]

 

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.