İSMET PAŞA İLE İLGİLİ KURAN'DA AYET VARMIŞ!

ABONE OL
11:43 - 23/10/2020 11:43
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

(-Vah, vah! Bindik Bir Alamete)
Adamın biri, Kuran-ı Kerim’de İsmet İnönü ile ilgili bir ayet olduğunu söylemiş:
Ne tuhaf?
Şaşırmadım dersem, inanır mısınız?
Çünkü bu tür garip çıkışlar öyle çoğaldı ki son yıllarda, artık bunlar normal gelmeye başladı…
Adama bakar mısınız?
Kendisi bir üniversitede öğretim üyesi.
Çıkmış televizyona; Kuran’da geçen bir ayete gönderme yaparak, bunun İsmet Paşa için söylendiğini iddia ediyor.
Savı şu:
Bin dört yüz yıl önce yazılan Kuranı Kerim, mabetleri yıkan, ibadet yapılmasını engelleyenden daha büyük tehlike yok diyormuş ve bu da İsmet İnönü’yü işaret ediyormuş.
Atatürk’ün ölümünden sonra başlayan İsmet İnönü devrini böyle nitelendiriyor ve bu hareketi kuranda geçen bir ayetle ilişkilendiriyor.
Bu bir nefret söylemidir.
Kendini savunamayacak bir tarihsel kişiliğe karşı, akıl almaz bir itham ve saldırıdır.
Bunu kabul etmek mümkün değil.
İsmet Paşa dönemi dediğiniz dönem, Atatürk’ün ölüm yılı olan 1938’de başlamış ve 1946, hatta 1947 yılına kadar sürmüştür. Ve bu dönem yerini, İsmet Paşa’nın istek ve öngörüsüyle, çok partili demokratik düzene bırakmıştır.
Bu sekiz yıllık dönemde hangi mabetler yasaklanmış ve insanların ibadetinin önüne geçilmiştir?
Yanlışlar yok mudur?
Belki var…
Ya da kimileri böyle düşünüyor:
İsmet Paşa’nın gerçekte camileri kapatmak, insanları da camilerden uzaklaştırmak gibi bir politikası oldu mu?
Onca yıl bu dönem üzerine okumalar ve araştırmalar yapmış kişiler olarak, devrimin rüzgarıyla, dinin doğru kaynaklardan okunması yönünde kimi yönlendirmeler olduğunu yadsıyacak değilim.
Ama değerli arkadaşlarım; bunlara bakarak, nasıl böylesine akıl almaz ithamlara yönelebilir insan?
Ve bunu yaparak, nasıl toplumda bir kin duvarı oluşturulup, bu nefret ve kin, belli bir anlayışa, kesime ya da siyasal olarak o düşünceyi savunan insanların üzerine sürülür?
Bu olabilir mi?
Bu büyük bir cehalet örneğidir.
Gündelik siyasetin, bilim adamı dediğimiz kişilerde bile ne türlü etkiler yaptığının tipik bir örneğidir.
Yazık, çok yazık!
Türkiye’nin sanırım önümüzdeki yıllarda, psikiyatrik rehabilite merkezlerine çok daha ihtiyacı olacak.
Bunun için belki de öncelikle arkadan bağlanabilen uzun kolları olan, beyaz gömleklerin sayısını hızla artırmakla işe başlamak gerekiyor.
Bütün bunlar, akıldan uzaklaşılarak, delilik alametlerinin ortaya çıkması olarak değerlendirilebilir.
Görünen köy kılavuz istemiyor.

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.