0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

1

Marifet Ney ‘den gelen ilk sesi   dinlemek mi, yoksa susmak mı?

Direk konuya girelim. Her türlü karanlığın içinde debelenirken diğer yandan, konserleri durdurun, tiyatro perdeleri kapansın, müziği susturun…

Toplu yas ilanı vermiş gibi sanat, sanatçısı saygı duruşunda beklesin… Kuralı bozana ise düzen adaletinin sopası hazırda tutulur olsun.

Ama yok sayamayacağımız öyle bir gerçek var ki, ne yaparsak yapalım değiştiremeyiz. Mesela sıradan insanlar dünyaya beş duyu organı ile bakıp, olayları algılamaya çalışıp, sonra zihin ve akıl gücüyle becerdikleri oranda yerli yerine oturtmaya çalışırlar.

Çünkü yaşamda ve tabiatta var olan her şeyi anlamak çok kolay iş değildir.

Bilim ve sanatın içiçeliği işte bu nedenle yadsınamaz. Bilim bulur, sanat anlar, anlatır. Eğer bu ikisini susturursanız, beş duyu organımız bizi yanıltır, kandırır.

O zaman ışığı gördüğümüzü anlamadan sesin ardına düşeriz. Hâlbuki ışık hızı, ses hızından öncedir…

Diğer yandan sanatçılar bizden çok farklıdır. Onların 5 değil, 25 duyu organları var gibidir.

Onlar sadece bakmazlar; sezgileri ve kalp gözleri ile tüm detayları bir arada görürler. Bir kalem darbesiyle onlarca sayfalık olayı açıklayabilir, sırları göz önüne serebilirler…

En çok bu nedenle toplumların sanatçıları çok değerlidir. Yol haritasının belirlenmesinde, at izinin it izine karıştığı dönemlerde güçlü sezgileri ile ışık olabilir, kitleleri etkileyebilirler.

Aslında Bir toplumun sanatçısına en çok karmaşık ve çalkantılı dönemlerinde iş düşer.

Bahsettiğimiz sanatçı tanımı, gücün, iktidarın ardında gezen, milletin aklını karıştıran çakma kişiler için değil tabii ki.

Özgür bakış açısı, özgür sezgileri, özgür adalet ve insan duygusuyla eğilip, bükülmeden, zalime, baskıya boyun eğmeden, toplum ve tabiat için bedel ödemeyi göze alan, bu uğurda dünya var olduğundan beri kendini ateşe atan gerçek sanatçılar…!

Yüzyıllar yaşında olan Anadolu toprakları bu anlamda da dünyanın en bereketli topraklarıdır ve hem tarihinde hem de günümüzde çok kıymetli sanatçılar vermiştir bize.

Bilginin öznesini birey olmaktan çıkararak, toplum haline gelmesinde, topluma aktarılmasında, süregelen kültürle harmanlayıp, kalıcı ve faydalı olmasını sağlayan lokomotiftir sanat ve sanatçı.

Diğer bir deyişle, eğiten, düşündüren, birleştiren, ayrımcılığı kaldırıp, toplumsallaştıran, farkındalık yaratan, insana ve doğaya sahip çıkandır sanat ve sanatçı. Bu nedenle hem estetik hem de çok güzeldir. Tersinden okursak, sanat ve sanatçının susturulduğu toplumlar ise hem çirkin hem de zifiri karanlıktır…

O zaman marifet, Ney’den çıkan ilk sese değil tüm seslere kulak vermektedir…