IRKÇILIK-DİNCİLİK TEHLİKESİ VE YEREL SEÇİMLERE ETKİSİ

ABONE OL
11:43 - 23/10/2020 11:43
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Yeni Zelanda’da gerçekleştirilen ırkçı saldırıda 50 kişinin canına mal olan bir katliam yaşandı. Katliam Müslümanları hedef aldı. Her türlü terörist eylemlerin karşısında olmak bir insanlık görevidir! Son yıllarda yükselen ırkçılık karşısında yeterli uluslararası dayanışmanın olduğunu söyleyemiyoruz maalesef.

En son saldırının Yeni Zelanda oluşu bir tesadüf mü, yoksa özenle seçilmiş bir bölge mi?..

19 Eylül 1893 yılında dünyada kadınlara seçme hakkı veren ilk ülke Yeni Zelanda; 1919 yılında da seçilme hakkı veriyor. Kadınlarını erkeklerin yanında eşit şartlarda tutan ülkeler ancak gelişebilir. Yeni Zelanda, refah düzeyinde dünyanın birincisi. Parlamenter demokrasi hükümet şekli ve sembolik olarak geleneksellikten kaynaklanan monarşi. Irkçı saldırıdan sonra devletin empati yaratması ve ırkçılığa karşı kararlı duruşu takdire şayan. Yeni Zelanda’nın homojen yapıda olmayışı ve parlamenter demokrasinin iyi işleyişi her türlü sorunların üstesinden geleceğinin garantisini veriyor.

Dünyada ülkeler barındırdıkları toplumun sosyolojik yapısına göre toplum ya ırkçılığa yöneliyor ya da dinciliğe. (Neden bunlara yöneldiğinin analizini yapmak, çözüm yollarını bulmak hükümetlerin işi ama, tam tersi hükümetlerin yanlış politikaları ırkçılığı ve dinciliği körüklüyor.)

Bu bağlamda Avrupa’ya baktığımızda, Avrupa’da ırkçılığın hedefi üç boyutlu:

1-Göçmen grupları içinde çoğunluğu oluşturan ırklara karşı yapılan ırkçılık

2-İslamofobi

3-Antisemitizm

Bu ana üç boyutlu tehlike Avrupa’da tırmanmaya devam ediyor. Neoliberal ve emperyal çıkar politikaları sorunları elinden geldiğince öteliyor ötelemesine de, ümit ederiz çok daha büyük insani sorunlara yol açmadan akıl başa gelir.

Dünyada sorunlar yaşanırken, Türkiye, Yerel Yöneticileri’ni seçmek üzere sandığa gidiyor ve dünya sorunlarının yerel seçimler üzerinden istismara dönüştürülmesinin akıl almaz boyutlarda olması seçimleri yerellikten çıkarıyor. Az gelişmişliğin verdiği ekonomik bağımlılık ve yüzyıllardır yaşanan din toplumu özelliği, parlamenter demokratik işleyişi engelledi ve siyasal sistemi otokratik anlayışla oligarşik yapıya büründürdü. Şimdi bu yapı kendisini koruma güdüsünü devletin, Beka’’ sorununa dönüştürerek devam etmek istiyor. Her seçimin beka sorunu olacağını kendileri söylüyor ve doğrudur da. Bu düzenin böyle gitmeyeceğini kendileri de çok iyi biliyorlar.

Daha iyi işler bir demokrasiye çevrilecek günleri bekliyoruz.

31 Mart 2019 Yerel Seçimler ’de seçmenlerin, laikliğe ve demokrasiye inanmış, ekonomik ve kültürel gelişmeyi sağlayabilecek adayları tercih etmeleri hem yerel de hem de ülke için çok büyük önem arz ediyor. Yerel Seçimler ’in Türkiye’nin bağımsızlığı için, laikliği için, demokrasisi için bir başlangıç olmasını ümit ediyorum.

Zekeriye Uçar

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.