0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Canlılar doğar, büyür, yaşlanır ve ölür. Ölürken kendinden sonra gelen nesillere yer verir. Çoğu canlılarda türün yaşamı için iç güdüleri ile gelecek neslin devamını sağlamaya çalışır.

İklimin ısınmasıyla canlı varlıklar dayanma yöntemleri değiştiriyor ve hayata ayak uydurmaya çalışıyor. Uyum sağlayamayanların nesli tükeniyor.

Canlıların en akıllısı, düşünen insan ömrü, modern tıp ve sağlıklı kalma yöntemleri sayesinde uzadı. Almanya emekli olma yaşını 65’den 67’ye çıkararak emekli sandığını korumaya çalışıyor.

Doğru olanı emekli yaşını uzatma yerine, ikinci bahar yaşamından toplumun yararlanmasını sağlamaktır. Birinci baharında çalıştığı meslek doğru seçim ise yıpranmadan, toplumda görev alabilir. Aldığı emekli maaşıyla geçinen yaşlılar gönüllü işlerde, dernek, vakıf gibi sosyal kuruluşlarda aktif çalışabiliyor.

Yılın 365 gününde özel günlerde belli bir konuya dikkat çekiliyor. Devleti idare eden sorumlular Gönüllüler Günü’nde verdikleri ödül konuşmalarında, gönüllülerin yaptığı işlerin önemine vurgu yapar.

Yıllar önce Didim’de gönüllü iş yapana, karşılığında ne aldığı sorulurdu. Şimdi artık Türkiye’de de oldukça gelişti.

Vatandaşın yaşadığı ülkeye hizmeti minnettarlıkla karşılanır. Toplum çeşitli olur, zenginleşir. Zengin olma yalnız parayla olmaz. Birey yaşadığı deneyim, tahsil ve becerisine göre seçim yapar. Bu durumda başarısız olma diye durum yoktur.

Darda kalan, yardıma muhtaç insanın elinden tutup, yol gösteren insan huzur ve mutluluk hisseder. Bu nedenle hediye eden mi, yoksa alan mı daha mutlu olur, sorusu sorulur.

Yardıma muhtaç olanlara güneş ışığı olmak, karanlık günlerde ikiye katlanan önemli bir görevdir.

                                   Friedrich von Bodelschwingh

Pandeminin yaşamı yavaşlattığı, durma noktasına getirdiği bu iki yılda, yaşlıların daha kırılgan olduğunu gösterdi. Bilinçli ülkeler önce yaşlıları koruma önlemleri aldı. Aşı olma sırasını en önce onlara verdi. Bu arada gençler ihmâl edildi. Kasım 2021 itibariyle Avrupa’da yoğun bakımda gençler, yüzde seksen aşısız olanlar hastaneleri dolduruyor. Dördüncü dalga paniği yaşanıyor.

Virüs değişime uğradıkça sağlık alanında karar alma zor oluyor. Siyaset yapanlar da duruma uymak zorunda kalıyor. Birkaç ay önce aşı mecburiyeti yok diyen sorumlular, sözlerini duruma uydurmak zorunda kalıyorlar.

Emekli sağlık uzmanları gönüllü yardım ediyorlar. Altmış üstü yaşlılar kurallara uyuyor, zorunlu olmadıkça dışarı çıkmıyor, etkinliklere katılmıyor.

Yaşını almış belli bir mesleği yıllarca çalışmış büyükanne ve baba olarak torunlarına verdiği sevginin değeri ölçülmez. Verdikleri maddi yardım ülkenin ekonomik durumuna katkı sağlıyor. Sınıf gezilerinde, doğum günlerinde ve bayramlarda torunlara verdikleri harçlık toplum ekonomisine zenginlik kazandırıyor. Yalnız oturmayı öğrenmek isteyen torunların kirasını, üniversiteye gidenlerin aldıkları harçlık döner sermaye olarak ülkenin bütçesine ilâve oluyor. Her gün posta kutumuzda yardım isteyen, gönüllü çalışan kuruluşların broşürlerini buluyoruz. Beyin yıkama, aşırı dini amaçlı olmayan kuruluşlara yardım edilmezse küresel dayanışma olmaz.

Türkiye’de partilere nasıl üye olunuyor, araştırmam gerekiyor. Almanya’da siyasi partiler üye aidatlarıyla amaç ve programlarını duyurabiliyor.

Didim’de deniz kenarında oturma bank sohbeti esnasında bir emekli öğretmen, üniversiteye giden bir öğrenciye yardım eden cennete gider, demişti. Öğrencilere okuma şansı veren vakıf ve derneklere üye olup, parasal yardım etme, çok güzel bir dayanışmadır. Umut ve güven toplumu birleştirir.

Eugen Diederich’in (1867-1930) şu sözü cesaret veriyor:

“Yaşlanmak kalıplaşmış bir durumdan ziyade bir görevdir. İnsan çözebilirse ve yaşlanmayı problem olarak görmezse, yaşlılık da en az gençlik yılları kadar güzeldir. Ve ölüm sona varmak değil, yaşanan yılların meyvesidir.”

Sağlıkla kalın!

Esin veren makale ve alıntı:

Pastor Ulrich Pohl, Bodelschwinghsche Stiftung Bethel,

Gute Jahre, Der Ratgeber zum Älterwerden, Vitalität, Wohlgefühl und Vorsorge, S.5, Bielefeld 2021