0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Yine kitapları, türküleri, bayraklarıyla geldiler,
Dalga dalga aydınlık oldular,
Yürüdüler karanlığın üstüne.
Meydanları zapt ettiler yine.
Beyazıt’ta şehit düşen
Silkinip kalktı kabrinden,
ve elinde bir güneş gibi taşıyıp yarasını
Yıktı Şahmeran’ın mağarasını.
Daha gün o gün değil, derlenip dürülmesin bayraklar.
Dinleyin, duyduğunuz çakalların ulumasıdır.
Safları sıklaştırın çocuklar,
Bu kavga faşizme karşı, bu kavga hürriyet kavgasıdır.
1962
NAZIM HİKMET RAN

Nazım’ın yazımın başına aldığım şiirinde dediği günlerdeyiz.

Hürriyet kavgasındayız.

21 yıldır ülkeyi yöneten oligarka, adını da kendisinin koyduğu, yerkürede başka bir örneği olmayan, Cumhurbaşkanlığı Başkanlık Yönetimi’ne karşıdır bu hürriyet kavgası.

Oligark, adını ne koyarsa koysun, siyaset bilimindeki adı baskı yönetimidir bu yerkürede eşi benzeri olmayan yönetim biçiminin adı.

Oligarşidir… Faşizmdir…

Düşünmek suçtur bu yönetimde. Düşünmek suç olunca düşünceyi açıklamak da suçtur. Cezası ya kırk katır ya da kırk satırdır.

Bu ceza, bu ya kırk katır ya da kırk satır cezası Demokles’in kılıcıdır yurttaşın başının üstünde.

En ünlü mahpushanelerinde ülkenin en çok düşünce suçluları mahpustur.

Adlarını yazmaya kalksam buraya, sayfalar dolusu olur.

Sokağa çıkmak yasak!

Gösteri ve yürüyüş yasak!

Hele bir çık sokağa, ülkenin tek söz ve karar sahibi oligarkın tüm güvenlik güçleri, tüm şiddetleriyle tependedirler.

Dayaklardan dayak beğen artık!…

Basın da, basın emekçileri de alıyorlar kısmetlerine düşeni bu şiddetten, bu hiddetten, bu celâlden…

Oligarkın hoşuna gitmediyse yapılan yayın, yazılan yazı gelsin kırk satır ya da kırk satır.

Ya kapatılıyorlar ya da okkalı bir para cezasına çarptırılıyorlar.

Davul RTÜK’ün boynunda, tokmak oligarkın elinde…

Ülke zifiri karanlıkta…

Yoksulluk diz boyu…

Yolsuzluk ondan da beter…

Bu yoksulluğu ve yolsuzluğu alalamanın silahı yasaklar…

Bu üç Y egemen oligarkın keyfine göre yönettiği ülkede.

14 Mayıs günü yapılacak seçimlere bu koşullarda gidiyoruz.

Görünen o ki; oligark bu kez atı alamayacak ve Üsküdar’a geçemeyecek.

Bu gerçek onu daha da zalimleştirecektir, kuşkum yok!

Sizin de olmasın!

Oligarşiye ve oligarka karşı verilen bu hürriyet kavgasında safları sıkıştırmak vatanımıza ve ulusumuza karşı boyun borcumuzdur.

Yanacağız bu kavgada belki de, sen ve ben…

Ama; sen de, ben de biliyoruz ki; sen yanmasan, ben yanmasam, biz yanmasak karanlıklar çıkmazlar aydınlıklara…

Safları sıkıştıralım…

Birleşe birleşe kazanacağız…

Şunun şurasında kaç gün kaldı 14 Mayıs’a?

Bu hürriyet kavgasını biz kazanırsak yeniden baharlar gelecek ülkemize 15 Mayıs’ta…