Türkçe en az diğer diller değin değerli ve önemlidir.
Bu nedenle de devlet okullarında çağdaş yöntemlerle ve donanımlı, iyi yetişmiş öğretmenler tarafından kendi yaş durumlarına uygun olarak ve de o okulun günlük ders programları içerisinde öğretilmelidir.
Okulların kendi içindeki var olan öğrenme ve öğretme, sınama ve değerlendirme koşulları ne ise Türkçe dersi de ayni yöntem ve değerlerle verilmeli ve öğrencinin karnesinde yer almalıdır.
Tüm bunların sağlanabilmesi hem öğrenci velilerinin hem de okul yöneticilerinin olduğu kadar eğitim-öğretim bakanlığının da istemi ve kararları doğrultusunda olmalıdır.
Bu derse anadili Türkçe olan öğrenciler ne kadar isteyerek katılabiliyorlar ise diğer anadili Türkçe olmayan öğrenciler de katılabilmelidir.
Derslere katılım için her öğretim yıl için bir önceki yıl sonunda yazılı olarak yapılan başvuru tam bir öğretim yılı için geçerli olmalıdır.
Öğrencinin zevkle ve isteyerek katılacağı bu derslerin çok büyük bir varsıllık olduğunu çok iyi kavrayan aileler ne denli doğru karar verdiklerini ilerleyen yıllar içerisinde çok iyi anlayacaktır.
Almanya’dan Türkiye’ye dönerek orada öğrenimlerine devam eden, yüksek okulları başarı ile bitiren birçok öğrenci gururla çok dilli olarak en iyi meslekleri seçebilmektedir.
Türkiye okullarında öğrenim görüp daha sonra yeniden Almanya’ya gelip öğrenimine devam edenler de bulunmaktadır.
Tüm bunlar için en güvenli olan bir insanın kendi anadilinde, bilinçle yetişebilmesi ve beyinsel yeteneklerini anadil gücü ile çok daha iyi kullanabilmesidir.
İkinci dil ya da öğretim dili olarak Almanca ise çocuğun geleceği için en az anadili kadar önemli ve değerlidir.
Özellikle anne ve babalar çocukları daha küçük iken bu konulara eğilmeliler ve kendilerini çok iyi yetiştirip, bilinçlendirebilmelidirler.
Çocuklarının okul yaşamında izlenmesi, desteklenmesi ve yön gösterilmesi ne kadar önemli ise anne ve babanın çocuğunun okulundaki çalışmalarda yer alması da çok önemlidir.
Bilinçli ve bilgili veliler okul yaşamı için olduğu kadar kendi çocukları için de çok değerlidir.
Tüm bunları birbirleriyle olan ayrıntıları, etkileri ve karşılıklı iletişim değerleri ile çok iyi kavramalıyız.
Sağlıklı, mutlu ve sevinç dolu aile yaşamı için birlikte isteklerde bulunuyoruz.
Güzel ve umut dolu yarınlar için bugünlerimiz hep dolu, dolu geçsin.
TÜRKÇE ÖLMEDİ!
Anadilimiz Türkçe hem ülkemizde, hem de dünyanın her yerinde var olacak ve en değerli, en yararlı çalışmalarda, düşünce ve fikir üretmelerde hep kullanılacaktır.
İnsan olarak en güzel duygularımızı, sevinçlerimizi ve üzüntülerimizi, umutlarımız ve hasretlerimizi, aşklarımızı yine Türkçe ile dile getireceğiz.
Bilim dili olarak da Türkçe çok değerlidir ve kullanılmaktadır,.
Tüm bu varsıllıklar ve çeşitlilikler için, yaşam için, hem kendimiz, hem de hepimiz için anadilimiz, dilimiz Türkçe bizim en güçlü yanımız olacaktır.
Türkçe okuyup, yazacak, anlatacak, soracak ve sorgulayacağız.
Türkçe’mizin varsıllığı ve gücü ile diğer dilleri de çok daha iyi ve güçlü, kalıcı öğreneceğiz.
Bunların tümünü de sizlerle birlikte gerçekleştireceğiz.
Bu yazımı okuyan herkes bilecektir ki sadece bizim için değildir bu sesleniş, gelecek kuşaklar da bunları duyacaktır…
Hadi gelin, siz de anadilimize daha çok sarılalım, onu çok daha sevelim…