GÖÇMEN TÜRKSPOR KULÜPLERİ ÜZERİNE…

ABONE OL
11:51 - 23/10/2020 11:51
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

GÖÇMEN TÜRKSPOR KULÜPLERİ ÜZERİNE…
    
80’li yıllarda Alman futbol kulüplerinin alt yapısında yetişen üç göçmen Türk genci; Erdal Keser (BvB), İlyas Tüfekçi ( S04) ve Erhan Önal´ın (Münih Türkgücü) ilk Türk kökenli futbolcular olarak Bundesliga’da oynama başarısı göstermelerinin ardından Hamburg’dan  Münih´e kadar Almanya´nın hemen her kentinde göçmen Türk spor kulüpleri kuruldu.

80’li yıllarda kurulan bu amatör Türk spor kulüpleri çok sayıda göçmen Türk gençlerine spor yapma olanağı sağladılar. Gençleri kahve köşesinden kurtarıp, spora yönlendirdiler. Göçmen Türkler bu kulüplere üye olup,  maddi destek verdiler ve fahri görevler üstlendiler. Ayrıca bu kulüplerimize gerek yerel ve gerekse büyükşehir belediyeleri  maddi yardımda bulundular ve de , belediyeler takımlarımıza saha tahsis ettiler.

Bu takımlardan aralarında Mülheim Vatanspor, Hannover Damlagenç,  Bremen Vatanspor, Köln Yurdumspor,  Münih Ataspor ve Berlin Yeşilyurt gibi birçokları Oberliga’ya kadar yükselme başarısını gösterdiler.

Diğer yandan antrenörlüğünü Hıdır Akbaş’ın yaptığı Münih Türkgücü 1993/94 sezonunda Bayernliga’da oynamaya hak kazanan ilk göçmen Türk takımı olarak   bizleri o dönemde  gururlandırdı.

Gençlerimiz açısından hayli olumlu olan bu gelişme, Türk futboluna da yansıdı. Geride bıraktığımız yıllarda çok sayıda göçmen Türk gençleri Türkiye’de 1.ve 2. Liğ’de futbol oynama olanağına kavuştular. Erdal Keser, İlyas Tüfekçi ve Erhan Önal’ın Türkiye’de üç büyükler olarak adlandırılan FB, GS ve BJK’ye transfer olmaları Almanya’da yine o dönemde  hayli yankı uyandırmıştı. Bu güzel gelişmeden etkilenen göçmen Türk anne ve babalar çocuklarının elinden tutup, onları Alman ve Türk futbol kulüplerine yazdırdılar.

Alman kulüpleri ise, bu olumlu gelişme karşısında kapılarını yabancı kökenli gençlere açmakta gecikmediler. Bu atılım çok sayıda Türk gençlerinin spora yönelmesinde önemli bir rol oynadı. Sporda alt yapıya büyük önem veren ve bu alanda öncü olan Alman futbol ekolü;  Mesut Özil, Yıldıray Baştürk, Hamit ve Halil Altıntop kardeşler, Nuri Şahin ve Ömer Toprak, gibi isimlerini buraya sığdıramadığım daha bir çok göçmen Türk gencini yetiştirip, onların  birer yıldız futbolcu olmalarını sağladılar. 

Öte yandan göçmen Türk spor kulüplerinin alt yapısında yetişen başarılı futbolcu gençlerimiz de oldu.Bunlardan aklıma  gelen isimler ise; Erhan Önal, Engin Özdemir,  Uğur İnceman ve Ümit Davala.

Göçmen Türk gençlerinin 90’lı yılların sonuna doğru kendilerine kapılarını açan ve  Türk spor kulüplerine göre daha profesyonelce çalışan Alman kulüplerinde futbol oynamayı tercih etmeleri; 1988-1998 yılları arasında  altın dönemlerini yaşayan göçmen Türk spor kulüplerine olan ilginin azalmasına neden oldu. 2 binli yılların başında Türk spor kulüpleri maddi sıkıntı içine düştüler ve kapanma tehlikesiyle karşı-karşıya kaldılar.

Ayrıca amatör kümelerde mücadele eden Türk takımlarının, Alman kulüplerine karşı yaptıkları maçlarda sık-sık olaylar çıkmağa başladı. Amatör küme maçları gerek göçmen Türkler  ve gerekse bazı Alman takımlar ve yandaşları tarafından adeta birer milli maç havasına dönüştürüldü. Gergin bir ortamda oynanan bu maçlarda yapılan taşkınlıklar Alman spor basınında  devamlı yer almaya başladı. Bu olaylar göçmen Türk spor kulüplerinin üzerine gölge düşürdü ve konumlarının zayıflamasına neden oldu.

Başlangıçta sporun yabancı kökenli gençlerin Alman toplumuna uyum sağlamalarında ”lokomotif” görevi üstleneceğine inanan Alman politikacılar, maçlarda yaşanan çirkin olaylar nedeniyle görüşlerini değiştirdiler ve Türk spor kulüplerinin yabancı kökenli  gençlerin Alman toplumuna uyum sağlamalarına engel olduğu gerekçesiyle bu kulüplere yapılan yardımları kestiler. Bu durum, çok sayıda göçmen Türk spor kulübünün kapanmasını hızlandırdı.

Başlangıçta Türk spor kulüplerine sponsor olarak maddi destek veren Türk ve Alman işadamları, göçmen Türk spor kulüplerinin oynadıkları maçlarda çıkan olayların devanlı basına yansıması neticesinde onlardan bir çoğu göçmen Türk kulüplerine verdikleri maddi desteği kestiler. Tüm bu olumsuz gelişmelerin akabinde yukarıda adlarını saymağa çalıştığım göçmen Türk spor kulüpleri kapılarına bir-bire kilit vurdular ve spor sahnesinden kayıpolup gittiler.

Geride kalan yıllarda bu kulüplerin yerine kurulan ve yeşil sahalarda mücadele veren  bazılarını  camiilerin desteklediği ; Ahlen Gonca Gençlik, Türkgücü Hildesheim , Türk SV Bobingen, Fırtınaspor Herne, Dostspor Duisburg, Al Dersimspor,Türkischer SV Konstanz , Selimiyespor Dortmund BK 07 Berlin gibi takımlar kapılarına kilit vurulan ilk göçmen Türk spor kulüplerinin elde ettikleri başarılara ulaşmakta hayli uzak kaldılar.
Bunların arasında tek istisna sayılabilecek  göçmen Türk takımı ise,  şüphesiz Berlin Oberliga’da oynayan  ve 2011/12 sezonunda Berliner Landespokal’ı kazanma başarısı gösteren Berlin BK 07 dir.

Adları değişik olsada yeni kurulan ve bu sezon amatör kümelerde mücadele edecek takımların sorunları da  tıpkı kapılarına kilit vurulan kulüplerin ki,  gibi aynı : ”Maddi olanaksızlık ve antrenman yapacak saha bulamamaları.”

Göçmen Türkler TBMM´ne milletvekili gönderemedi ama anavatana çok sayıda spor elçisi gönderdi. Göçmen Türk gençleri Türkiye Süper Ligi ekiplerinde ve Milli takımlarımızda önemli başarılara imza attılar.

Kapılarına kilit vurulan ilk göçmen Türk spor kulüplerinin çok sayıda Türk gencinin yetişip, başarılı birer sporcu olmalarına öncülük ettiklerini de unutmamak gerekir…
Ayrıca o dönemde kulüplerimize emeği geçen özellikle 1. kuşak büyüklerimizi de bu fırsatta  saygıyla anıyorum.

Rıza Almalı
 

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.