0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Son günlerde dünyanın- daha çok da -Türkiye’nin gündemini ABD Başkanlık seçimleri oluşturuyordu.

ABD geçmişinde pek alışık olmadığımız bir TRUMP tiplemesi ile gâhi gülerek, gâhi kızarak yaşadığımız bir dönemi bu sabah noktaladık.

Parası bol, sadece sıradan insanlara değil, devlet adamlarına, bilim insanlarına, medyaya, sanata, sanatçılara tepeden bakan sivri dilli, saygısızlıktan öte görgüsüz bir Devlet Başkanı dönemini yaşadık.

Biz bu karakterdeki yöneticileri geri kalmış, demokrasinin bilinmediği ülkelerde olur bilirdik.

Bu tipler, halkından kopuk, başına buyruk, ülkenin yoksulluğuna rağmen kendileri refah içinde yaşar, öyle yaşamayı da kendilerine, ilahlarından ya da tanrılarından verilmiş hak olarak gösterirler.

Halkın içinde tepki duyanları ya ortadan kaldırarak ya da tutuklayarak düşünemeyen, konuşamayan bir kul-köle sürüsü olarak, sadece biat etmelerini isterler.

Bu ülkelerin doğal zenginlik kaynakları varsa Kapitalist ülke yönetimlerince de korunur, desteklenirler.

Türkiye’nin ABD ilişkilerinde inişli çıkışlı dönemler olmuştur.

Türkiye’nin hem coğrafi konumu hem de nüfusunun çoğunluğunu Müslüman inançtaki yurttaşların oluşturduğu bir model ülke olması, Batının, özellikle ABD’nin ilgisini çeken bir ülke olmuştur.

-Hasta adam Osmanlı’nın paylaşılması ve yok edilmesi kararı alınmışken, Mustafa Kemal önderliğinde başlatılan ‘’Kutsal İsyan’’ olarak adlandırılan, ‘’Ulusal Kurtuluş Savaşı’’ veren

-Dünya tarihinde, emperyalizmi ilk kez yenerek bağımsızlığını şehit kanlarıyla kazanan

-Üstelik, ümmet toplumundan özgür bireylerden oluşan bir Ulus Devlet yaratan

-İslam’da kadın erkek eşitliği getiren ilk ülke ve o ülkenin önderi emperyalizmin her dönem hedefindeydi.

ABD: ‘’İçimizdeki hainleri hemen yok ederiz, ama başka ülkelerdeki hainleri destekler ve kullanırız’’ ilkesini tüm dünya ülkelerinde olduğu gibi, Türkiye’de de uygulamıştır.

Türkiye’nin kurucu iradesi, kendine ve halkına güvenen çağdaş bir ülke inşa ettiler

Yurtta Barış-Dünyada Barış ilkesini benimseyerek, dün savaştıkları ülkelerle dost komşu paktları oluşturdular.

Savaştığımız Yunan Devlet Adamı Venizelos, Unesco’ya Atatürk’e Barış Ödülü verilmesini önermişti.

Barışçıl yollardan Misakı-Milli sınırları içindeki Hatay şehrini Türkiye topraklarına kazandırmıştı.

AKP döneminde ilk kez toprak parçamız sayılan Süleyman Şah Türbemizi AKP’nin desteklediği, bir avuç terörist İslamcılara teslim edildi.

AKP, özellikle de partinin Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin Laik Cumhuriyetini, Siyasal İslamcı, Müslüman Biraderler çizgisinde bir şeri devlete dönüştürmek için iktidara getirildi.

Bu oluşuma, Atatürk’ün partisi CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, tüm uyarılara rağmen destek verdi.

AKP iktidarı ve tüm oluşumlarda darda kaldığı dönemlerde MHP’nin desteği ile TSK’yı, yargıyı, yasamayı, yürütmeyi kaldırarak tek adamın KHK’leri ile ülkeyi keyfince yönetmeye başladı.

Emrindeki YSK, Polis, HSK, Yargıtay, AYM ile kaybettiği seçimleri kazanmış saydırdı.

Trump, döneminde Avrupa’daki Almanya’da Merkel’i Nazilikle, Fransa Başkanı Macron’u akıl hastası olarak hakaretler savururken Trump’un:

‘’Binlerce insanın katledilmesinden sorumlu olmak istemezsiniz ve ben de Türk ekonomisini mahvetmekten sorumlu olmak istemem – ki bunu yaparım. Rahip Brunson sırasında size zaten bunun küçük bir örneğini gösterdim.

Sert adamı oynama. Aptallık etme!’’ Hakaretlerine yanıt vermek yerine Beyaz Saray’a koşup günah çıkarmasının nedeni, Trump’un:

‘’Aile servetini açıklarım!’’ Tehdidi değilse niçin ‘’açıklamazsan namertsin ‘’ Diyemedi? 

MHP içindeki ve diğer partilerdeki yurtseverler Bahçeli’yi genel başkanlıktan indirmek için delege çoğunluğu ile yapılacak Kurultayı, Gemerek’teki bir hakim kurultayı iptal ettirerek Bahçeliyi kurtardı.

Laik Cumhuriyetin kurucu liderleri olan Mustafa Kemal ve Atatürk’e ‘’iki ayyaş’’ hakaretine, ‘’Kurtuluş Savaşını keşke Yunan kazansaydı!’’ Diyen, Atatürk’ü seven cenazeme gelmesin’’ diyen bir haini baş danışman olarak atayan, cenazesinde tabutuna omuz veren Erdoğan’ı, taraftarlarını; ‘’Müslüman Kemalist’’ Diye dayatan Doğu Perinçek ittifakı tabanında kabul görmezken;

‘’CHP’den gelen halkın ve ülkenin yararına bile olsa tüm tekliflerini reddederiz’’ Diyen Bahçeli, Erdoğan’a genel başkanlık diyetini ödemektedir.

AKP Genel Başkanı Erdoğan, ilk seçimlerde gidince çoğunluğu bağımsız ve Laik Cumhuriyet saflarında olan Cumhuriyet Savcılarınca ve hukukun üstünlüğüne inanmış Yargıçlarca adil olarak yargılanacağını bildiği için her türlü yasadışı yolları denemektedir.

Muhalefet partilerinin kitapçıklarını partili sözde savcı ve yargıçlarca yasaklarken, her türlü yasadışı yaptırımları Kanun Hükmünde Kararnamelerle hukuku katletmeye devam etmektedir.

Biden ABD Başkanı olarak kendi ülkesini ilgilendiren AKP Genel Başkanı ve aile fertleriyle ilgili açıklamaları ve gerekli yasal işlemleri yapar mı? Bilinmez.

Gerçi AKP genel Başkanının her ABD başkanı için ‘’Giden Ağam, Gelen Paşam!’’ Diyecektir.

Ama Biden dediğini yaparsa, muhalefet bunu vatan millet sorunu diye Erdoğan’ı korumazlar.

İlkesiz yandaş basın, daha önceki Trump güzellemelerini

Biden için yapmaya başladılar bile…

Bu sorun Türkiye sorunu değil

AKP’nin aile boyu sırlarının ortaya saçılması sorunu

Sizin sorununuz hiç değil!

Yıldız AKALIN