FACİADA SORUMLULUK HEPİMİZİN

ABONE OL
18:12 - 16/10/2022 18:12
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Evet, işletmede denetim yapmayanlar, işçi sağlığı- iş güvenliğini sağlayamayanlar, denetlemeyenler suçlu.

Bu gelişmeye, Cumhurbaşkanı “kader” der. Sorumlular “Allah’ın taktiri”, deneticiler, “sorumlular ortaya çıkarılacak”, patronlar olmayan ekipmanları kullanmadıkları için suçu işçilerde bulabilirler. Bütün bunlar onların yaklaşımı.  Toplumsal muhalefete düşen hakkaniyeti ortaya çıkararak, sorumlulukları olanların yasalar ile yargılanmasını sağlamak.

Ben, sen, biz neredeyiz?

Yakın geçmişte: Soma’da Ermenek’te, Dursunbey’de yaşanılanların sonrasında her insan ne yaptığını gözünün önüne getirmeli. Amasra’da yaşanılan faciada kendinin de suç payı var mı? Yok mu?  Sorularını kendine sormalıdır.

Sorumluluk!

Sosyal siyasal hakları için, sınıf sendikacılığı örgütlülüğü çalışması yürütmeyen, kendi sorunlarına sahip çıkmayarak emek değerlerini milliyet, ulus, mezhep… karanlığına gömdükleri için yeniden facialar yaşayan madencilerin sorumlulukları var.Dün, sosyal, siyasal hakları için örgütlü güç yaratma duyarlılığı göstermediği için arkadaşını faciada kaybedenler, bugün evlatlarını toprağa gömdükleri için maden işçilerinin sorumluluğu var.

Dün, maden facialarında kaybettikleri; eşleri, evlatları, kardeşlerinin haklarını aramayıp, tazminat adı altında üç beş kuruş bedel alıp susan, hak-hukuk arayışı direnci göstermeyen ailelerin sorumlulukları var.  

Kendilerini; sosyalist devrimci, komünist, demokrat …, olduklarını iddia edelerin yaşanılan facialar karşısında sadece sosyal medya paylaşımları ile Fatiha okur gibi, paylaşımlar yapmaktan öte gitmeyenlerin sorumlulukları var.

Suçlarken suçlu olmamak!

Ebetteki yazımın temel nedeni suçlu aramak değil. Çabam, suçluların yargılanması, iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması, işçilerin sınıf örgütlülüğü, toplumun duyarlılığını gündeme taşıyarak, bir daha faciaların yaşanılmaması içindir.

 Bugün yaşanılan faciaların sorumluları yargılanana kadar, maden ocakları dünya standartları düzeyinde güvenli hale getirilene kadar mücadele edilmeli. İşçi sağlığı, iş güvenliği ve güvencesinin sağlanması ancak sınıf sendikası örgütlülüğü ve toplumsal sınıf dayanışması ile gerçekleşeceği bilinmeli.

Her insan bunun için mücadele etme sorumluluğu duymalıdır. Bu bir görev değil, insan kalabilme zorunluluğudur. 

Duyarlılık sadece eleştiri değil!

Görevlileri, yetkilileri, yönetimleri, uygulamaları, yasaları demokratik hak ve özgürlükler temelinde değiştirme sorumluluklarını yerine getirmeyenler; kendi gerçekliğini kendinden gizleyerek, herkesi eleştiren, suçlayan sorumlu olanların sürekli suç işlemelerine duyarsız kalma sorumsuzluğudur.

Yaşanılan faciaların önlenmesi için çalışma alanlarının standartlara uygun yatırım yapmamak, az işçi ile çok kar elde etmek…, patronların hırsıdır. Patronların derdi işçi sağlığı güvenliğini değil, emek sömürüsünden elde edeceği kardır. Yöneticilerini patron, deneticileri devlet tarafından atanıyor olması toplumu sorumluluktan men edemez. Bu işleyişi örgütlü demokratik mücadele ile ters yüz etmek her insanın sorumluluğu olmalıdır.

Sorumsuzluk mu?

Yaşamını sosyal medya sayfalarından paylaşım, beğeni yaparak, bazen başını kaldırıp haber kanallarına göz atarak homurdanma ile geçirenler yaşanılan faciadan sorumlu değiller mi? 

Meyhanelerde özgü müzik eşliğinde demlenip, ajitasyon çekip, okkalı laflar ile efkâr dağıtmaktan öte davranış göstermeyenler yaşanılan faciadan sorumlu değiller mi? 

Eline günlük bir gazete, kitap almadan, “etliye sütlüye” karışmayan, çevresine “aman siyasete bulaşmayın, siyasi paylaşımlarda bulunmayın” uyarısı yaparak toplumsal duyarlılık göstermeyenler yaşanılan faciadan sorumlu değiller mi? 

Çalıştığı  yerinde” salla başı al maaşı “tutumu sergileyerek, sosyal siyasal hak ve özgürlüklerini dert etmeyenler yaşanılan faciadan sorumlu değiller mi? 

Ailesinin ekonomik sosyal durumunu, ülkede yaşanılan işsizliği, yoksulluğu görmezden gelerek, kendi yaşam tarzını ailesinin yaşam tarzının kat kat üstünde tutan, genç kız ve erkekler yaşanılan faciada sorumlu değiller mi? 

Yatırımlar, sermaye rehaveti içinde “başımı kaşıyacak zaman bulamıyorum” diyerek kendilerine hayrı olmayanların yaşanılan faciadan sorumlu değiller mi?  

Anneyim, babayım diyerek sadece evine ve çocuklarına özen gösterdiklerini söyleyenler, Sivil Toplum Kuruluşları içinde yer almaktan, Sendika, parti, dernek, örgütlülüğünden korkarak güya kendisini koruma altına aldığını sanan gerçekte insani değerine ihanet edenler yaşanılan faciadan sorumlu değiller mi? 

Gazete köşelerinde, televizyon ekranlarında ve diğer alanlarda nabza göre şerbet verenler yaşanılan faciadan sorumlu değiller mi?  

Sonuç olarak!

Sosyal medya paylaşımları, demeçler, açıklamalar, öfkeler…, üç dakikalık zaman ayırmayı görev tanımı kabul edenlerin düştüğü yanılgı yeni faciaların olmasını önlemez. Amasra faciası önlenemediğinin gerçekliğidir.  Toplumsal örgütlülük kararlılığı gösterilmiş olsaydı önlenirdi.

Israrcı, dirençli, örgütlü, kesintisiz mücadele sürdürerek başarma kararlılığı göstermekten başka çıkar yol yok!

Hadi hayırlısı…

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.