DÜZEN İÇİNDE DÜZENSİZLİK…

ABONE OL
14:07 - 11/08/2021 14:07
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Pandemi dönemi insanlarda sadece siyasal iktidarsızlık ve kararsızlık yaratmadı. Ayni zamanda Düzen içinde düzensizlik dönemini de başlattı.

Tüm alışkanlıklarımız, yaşam tarzımız, dostluklarımız, inançlarımız da kökünden sarsıldı. Düne kadar hafta sonları torunlarını ellerinden tutup sinemaya, lunaparka götüren dedeler-nineler evden çıkamaz oldular. Para ödemek istediğiniz vergi daireleri bile sizinle randevu vermeden görüşmez oldu.

Hayat eve sığar sloganı pandemi sizi eve mahkûm eder olarak değişti. Bırakın pasta almayı, ekmek almak bile sorun oldu.

Hafta sonları gittiğiniz maçlar, geziler, aile toplantıları sadece iptal olmakla kalmadı, korku tüneli macerasına döndü.

Eskiden bankaya maske ile yaklaştığınızda soygun yapacağınız zannedilirken, bugün maskesiz sokmuyorlar.  Devlet dairelerinde bile işlemler giderek yavaşladı.

Eskiden değer verdiğimiz davranışlar yok oldu. Tokalaşmak yok,  sarılıp öpüşmek yok, kucaklaşmak yok. Bu gidişle çocuk sahibi olmak bile sperm bankası aracılığı ile olacak.

Yeniden eski günlere dönmek mümkün mü? Elbette… Ancak alıştığınız düzeni önce kendi yaşantınızda, sonrasında evinizde ve iş yerinizde yeniden şekillendirmek zorundasınız.

Düzensiz bir yaşam sizi mutsuz edecektir. Sabahları ne gereği var? Diyerek toplamadığınız yatağınız giderek elbise dolaplarınıza, kitaplığınıza, mutfağınıza, oturma odasına egemen olacaktır. Aradığınız şeyleri bulamamak bir yana, zaten üç beş kişi ile sınırlı olan ziyaretçileriniz de giderek durumdan rahatsız olacaklar ve sizi aramayacaklardır.

Peki ya iç dünyanız? Düşünceleriniz, idealleriniz. Onları ne yapacaksınız?

Olumsuz ve dağınız düşünceleriniz önce aklınızı sonra sinir sisteminizi yıpratacaktır. Beslenme bozuklukları veya zamansız ve sınırsız beslenmeleriniz ise vücudunuzdaki diğer organlarınızı baştan çıkaracaktır.

Tanrı dünyayı bir düzen içinde yaratmıştır.

Siz onun yaratılış kurallarını değiştiremiyorsunuz. Örneğin Dünya yine dönüyor, Gece ve gündüz, ilkbahar ile son bahar kendilerine ayrılan zaman periyodunu yine tamamlıyor. Ay parlıyor, yıldızlar çıkıyor.

Sadece Dünyayı sarsan bomba denemeleri, Doğa’ya aykırı olarak yapılan enerji santralları, sera gazları vs. atmosferi değiştirip, havanın ısınmasına, sel ve fırtınalara neden oluyor.

Zaman, zaman Dünyamıza çeşitli kötülükleri yapanların kendilerinin bir başka gezegene göç etmek için uzay gemileri olduğunu düşünürüm. Öyle ya, yoksa insan neden yaşadığı çevreyi zehirlesin?

Suyunu içemediğimiz nehirler, balığını yiyemediğimiz göl ve denizler, havasını soluyamadığımız ormanlar ne işimize yarayacak?

Her ne kadar Medeniyetin insanları rahat yaşatma manzumesi olduğu söylense de, bir yandan bizi kullanarak dünyayı kirlettiği söylenebilir. Doğrusu konfor mu? yaşam mı? diye sorulduğunda hepimiz daha çok yaşamı seçeriz. Konfor ise dayatılan bir kavram olarak kalabilir.

Kısacası Dünya’da pek çok insan yer küreye ne yaptığımızın farkında bile değil.

Sokaklara, evlere, evlerin içine şöyle bir bakın…

Ne görüyorsunuz?

Gördüğünüz şey konfor mu? Yaşam mı?

Medeniyet içinde medeniyetsizlik mi?

Düzen içinde bir düzensizlik mi? Yoksa vahşi bir düzen mi?

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.