0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Dört hırsız sirkesi

17.yy’da Fransa’nın Marsilya şehrinde yaşanan veba salgınında ölen zenginlerin evlerini yağmalayan ve soyan dört hırsızın bilime katkısı öğrenmeye değer.

Dünya üzerinde birçok ölümcül salgınlar yaşanmış, bu salgınlarda Vebadan 25 milyon, koleradan 50 milyon, daha kayıtlara geçmemiş veya epidemi olarak devam eden birçok salgına maruz kalmıştır Dünya halkları. Dört hırsız sirkesi farklı ülkelerde anlatılıp sahip çıkılsa da Literatür geçmesi Fransa’dır.

Salgının Avrupa’da baş gösterdiği dönemde zenginlerin evlerini soyan, hastalıktan ölen insanların üzerindeki ziynet eşyalarını çalan dört hırsız bulaşıcı hastalığa yakalanmıyorlarmış.

Birçok hırsızlıktan sonra yakalanıp idama mahkûm edilirler. Mahkeme üyeleri bunların bu salgından nasıl korunduklarını merak eder ve bir karar verir, şayet hırsızlıktan tutuklu olan bu dört kişi nasıl korunduklarını söylerlerse af edileceğini karara bağlar. Hırsızlar salgından korunmak için kendi yaptıkları 2,5 litrelik elma sirkesinin içerisine pelin otu, biberiye, nane, sedef otu, ada çayı, lavanta, eğir otu, tarçın, karanfil, zencefil, muskat, tane karabiber gibi maddeleri atıp bunlarla güzel bir gargara yaptıklarını, ağzını burunlarını, ellerini yıkadıklarını ve elbiselerini de sirkeye bastıklarını itiraf edince berat ederler

Avrupa’da milyonlarca bulaşıcı hastalıktaki kayıptan sonra bu hastalıktan kurtulur, bugün dahi dört hırsız sirkesi Avrupa’daki eczanelerde satılmaktadır.

Hadi diyelim 17.yüzyılda toplum yararına hırsızlar af edildi, peki yirminci yüzyılda milyarlar çalan adalar satın alan, hatta büyükelçi olarak atanan hırsızlara onları koruyup kollayan yolsuzlukla mücadele önergelerine soruşturmaya gerek yok diyen politikacı kılıklı hırsızlara ne demeli?

Ali Sönmez