DOLAR SORUNU LOZANLA BİTECEKMİŞ

ABONE OL
11:46 - 23/10/2020 11:46
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

DOLAR SORUNU LOZANLA BİTECEKMİŞ

Bu dolar konusu esnafın pek bir işine yaradı doğrusu, her biri bir şekilde gemisini yürütüyor… Gerekli, gereksiz her şeyi dolara bağlayıp, fiyatlara bindirdikçe bindirerek vaziyeti kurtarıyorlar!.. Vur abalıya gitsin deyip dayıyorlar abartılı fiyatları, vay ki tl’yla maaşa bağlı olanlara!..

İthal ürün satanı, dolarla mal alanı anlarım da, ülke içinde üretilenleri, yani Türk lirasıyla aldıklarını da, işçilik ücretini de dolara bağlamak, fırsatçılık ve iş ahlakından yoksunluk dışında başka bir şeyle izah edilemez!..

Adam yerli malzeme kullanıyor, bir hafta önce 100 tl olan bir malzemeye, 250 tl istiyor,  15-20 tl olan el emeğini de 40-50 tl’ye çıkartıyor bunu da doların artışıyla açıklıyor!..!.. 

“Hadi malzemeyi yiyeyim de, el emeği ne diye dolarla ölçülüyor” diyorsunuz, “Ee abla artık her şey dolarla ölçülüyor, dolara endeksli” diyor!.. “Ben maaşımı dolarla almıyorum, burası da Türkiye, sen ne diye bana dolarla iş yapıyorsun” diye soruyorsunuz. “İşine gelirse abla, fiyatlar böyle” diyor!!! 

Dün bu su tesisatçısı, bugün panjurcu… Tamir işindeki fiyatı dolara bağladı her ikisi de. Panjurcu parçaları dolarla alıyordur belki, doğru olabilir ama sucununki her şeyiyle yerli üretimdi, eminim, araştırdım çünkü!..

Neyse onlar geçti gitti!.. Gerçi deldi de geçti ama ne diyeyim; hak ettiklerinden fazlası haram olsun demekle yetinebiliyorum ancak! Çünkü adamlar işine gelirse diyor; gelsin gelmesin, o tamiratlar da mutlaka yapılması gerekli işler, el mecbur yani! 

Ardından markete gittim, dün hepsini taşıyamayacağım için bugüne ertelediğim bir ürünün fiyatı bugün epey artmış, “Bu ne böyle, rafta dururken, geceden sabaha ne diye fiyat atıyor” dedim, “Dolar” dedi. “Ya hu bu ürün burada üretiliyor, Türk malı yani, ayrıca alınıp bu rafa konduğunda, dolar bu kadar değildi, dolar zaten hızla artıp her gün her aldığınıza yansıyor, elinizdeki ürüne, durduğu yerde fiyat artışı yaparak bir de siz niye katlıyorsunuz” dediğim an toptancı, “Hayırlı işler abi” diyerek yanımıza geldi. Alacağım üründen getirmiş birkaç koli. Adam faturaya baktı, “Bu ne ya, yine artmış” deyince, toptancı: Abi borsa gibi oldu, etiket değiştirmeye yetişemiyoruz” deyince, bana döndü, “Görüyorsun abla” diyerek örtbas etmeye çalıştı. “İyi de kardeşim, sen eski fiyatla aldığının da durduğu yerde, fiyatını arttırmışsın, bu haksızlık değil mi, haram da üstelik” dedim ama haramı düşünen kim?! “Alma o zaman abla” diye yanıtladı!.. Yani işine gelirse diyor bu da!.. 

Bundan böyle, dolar muhabbetinden kurtulmak mümkün değil anlaşılan, matketten sonra gittiğim balıkçıda da aynı muhabbet!..

O da artan fiyatları dolara bağladı… 

“Ya hu Allahın balığı, ithal değil, bizim denizlerden… Allah ne verdiyse… Oltanın ucuna ya da ağlara dolar mı bağlıyorsunuz, dolara mı geliyor balıklar” dedim. “Abla bunun nakliyesi var, benzini düşünmüyorsunuz” dedi. “İyi de bu hafta benzine zam gelmedi, daha iki gün önce aldım, iki günde bu kadar fırlar mı fiyatlar, hadi diyelim ki geldi ya da gelecek diye, diğer illerden gelen balıkların fiyatını şimdiden arttırdınız, peki buradan, bu denizden tutulanların dolarla ne ilgisi var” dedim ama nafile, tutturmuşlar bir dolardır gidiyor!..

Bir an önce, temizliği bitsin de balığımı alıp gideyim diye beklerken, bir de Lozan muhabbeti açmasın mı: Sabredin Hocam, az kaldı, 2023’de rahatlayacağız, yer altı kaynaklarımızı çıkartıp başka ülkelere satabileceğiz, süre 2023’de bitiyor, o zaman tüm borçlarımızı ödeyeceğiz, dolar iyice düşecek, Türk lirası dünyanın en kıymetli parası olacak, en zengin ülkelerden biri olacağız!.. Ben de sabırsızlıkla 2023’ü bekliyorum dedi. 

Ne demeye çalıştığını anladım anlamasına da, anlamazdan gelip deşmek istedim. Hem de hemen karşı çıkmayıp biraz daha anlayayım… “Nasıl yani, hangi yer altı kaynağı, ne olacak 2023’de” dedim. Bilmediğim, haberim olmadığı zannıyla, hararetli harareti anlatmaya başladı… “Emin misiniz, gerçekten dediğiniz gibi mi olacak” dedim, kendinden son derece emin, oradaymış hatta, andlaşmayı imzalayanlardan biriymiş gibi, şöyle bir dikleşip başını da hafif tertip yandan yandan kaldırarak, küçümser gözle baktı ve “Emimim tabii, göreceksiniz 2023’de” dedi. “Ben o kadar yaşar mıyım bilmiyorum, göremeyebilirim ama siz dediğiniz gibi olmadığını, göreceksiniz hayretle” dedim. “Yanlış biliyorsunuz abla, 100 yıllık bir andlaşma o, 2023’de de süresi dolacak, esaretten kurtulacağız” deyince de, “Okudunuz mu o andlaşmayı” diye sordum. “Okumadım, bilmiyorum ama öyleymiş, herkes öyle diyor” diye yanıtladı. “Hangi herkes? Öyle her duyduğunuza inanmayın, kendiniz araştırın, okuyun, inceleyin, ondan sonra fikir sahibi olup iddia edin her konuda, çok kişi söylüyor diye her duyduğunuzun doğru olduğunu sanmayın. Boş yere 2023 hayalleri kurarak kandırmayın kendinizi, kandırmalarına da izin vermeyin lütfen, 2023’de bitecek diye bir şey yok, yer altı kaynakları konusu da doğru değil” dediysem de, bu defa da, “Gizli maddeler var, bu yasakların, 2023’de sona ereceği, 100 yıllık bir anlaşma olduğu orada yazılı” dedi. “Siz aşikâr olanını bile okumamışsınız, gizlisini nereden bilip de inanıyorsunuz” deyişime de, yine, “Herkes öyle söylüyor” diye karşılık verdi! 

Çok belliydi ki adamı ikna etmek mümkün değildi, inanmıştı bir kere duyduklarına. kimden ya da kimlerden duyduğu da çok belliydi; artık ne desem, ne kadar anlatsam boşunaydı, sinirlerimin daha da bozulmasından ve üzülmekten başka bir işe yaramayacaktı konuyu uzatmak! 

Balıklarım da hazırlanmıştı. İçimden “Allah akıl fikir versin, sizlerle biz ne yapacağız, nasıl bir arada yaşamaya tahammül edeceğiz, nasıl uyanacaksınız, ne zaman nasıl göreceksiniz gerçekleri, güzel ahlaklı, dürüst, erdemli, helali haramı, kul hakkını ne zaman öğreneceksiniz, yalandan ne zaman uzaklaşacaksınız…” diye söylene söylene evime döndüm…

Perihan Reyhan Alkan

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.