DOKSANDOKUZ YIL KUTLU OLSUN!

ABONE OL
12:23 - 30/10/2022 12:23
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

TÜRKİYE CUMHURİYETİ Devleti’nin Kuruluşunun 99. Yıldönümündeyiz.

TÜRK KURTULUŞ SAVAŞI‘nın yapıldığı,EMPERYALİST VE SALDIRGAN GÜÇLERE KARŞI bir “BAĞIMSIZLIK SAVAŞI”nın kazanıldığı,GAZİ MUSTAFA KEMAL PAŞA”nın kurduğu, 29.10.1923 tarihinde “CUMHURİYET yönetimi”nin tüm dünyaya duyurulduğu TÜRKİYE CUMHURİYETİ bugün 99 yaşını doldurdu.

Parlamenter, laik, sosyal hukuk devleti olarak kabul ettiğimiz TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ bu büyük günbu 29 EKİM, bu büyük bayramın hepimize kutlu olsun!

Dünya tarihinde kuruluşu ile, verdiği savunma ve kuruluş mücadelesi ile en önemli bir örnek olmuş olan Türkiye Cumhuriyeti’nin devletiyle, milletiyle ve her türlü değerleriyle, varlıklarıyla var olması, çok daha ileri düzeylere gelmesi hepimizin isteği olmalıdır.

Varlığımızdan dolayı, yapılanlardan, kazanılanlardan dolayı çok büyük gurur ve sevinç duymalıyız.

Ülkenin, toplumun ve devlet yönetiminin sorunları ile karşı karşıya kalındığında ise bugün çok daha dikkatli ve eleştirel davranmamız gerektiğini de kabul etmeliyiz.

Türkiye, “ülkesi ve devleti” ile tüm insanları ile bugün her yönden saldırılar ve tehditler altında olabilir mi?

YENDİK diye sevinip, coştuğumuz “O” güçler hiç durmadan bir gizli savaş ve propaganda çalışmaları ile TÜRKİYE CUMHURİYETİ’ni ele geçirmek üzere hızla yol almakta olabilirler mi?

Arkadaki global güçleri görmesek de günlük olaylardan ortaya çıkan yeni gelişimleri ve bunların etkilerini görebiliyor muyuz?

Toplumsal dengeleri, devletin kuruluş ilkelerini, yurttaşların özgür iradelerini, evrensel iyi ahlak değerlerini, TÜRK aile düzenini, ulus devleti… ve buna benzer diğer özellikleri kökten yok edebilmek ve yerine “kendi” değerlerini ve ölçülerini koymak isteyen bir “DEĞİŞİM” bir “SALDIRI” görebiliyor muyuz?

Toplumsal yozlaşma ve umursamazlık, özentiler, hep beğenilme duygusu, kültürel düzeydeki düşüş; edep, görgü ve kendini bilme, saygı duyma konularında bir boş vermişlik…

Toplum neden böylesine büyük bir hızla değiştirilmeye çalışılıyor?

Niteliksiz ve kalitesiz, sorumsuz, özgür iradesi olmayan, sürü etkisi altına çok rahat girebilen kitlelerin kimlere, hangi güçlere yararı vardır?

Ülkenin, devletin ve toplumun içinde bulunduğu sorunlardan çıkabilmesi için düşünebilecek, fikir ve çözüm yolları üretebilecek, akıllı ve sağ duyulu, donanımlı, güvenilir yurttaşlarımız nasıl ortaya çıkabilecek; bu özellikleri olan insanlarımız nasıl yetişebilecek?

Şu an toplumda kabul edilmiş ve uygulanır hale getirilmiş “NELER” vardır diye hiç “düşündüğümüz” oldu mu?

Çok büyük bir yozlaştırılma, büyük ve etken bir zihinsel algılama programlamaları ve çalışmaları gözlemlenebiliyor mu?

Tek, tek kişiler olarak kimseyi suçluyor olmasak bile “geniş kitlelerin” içine düştüğü durumu ve nedenlerini düşünmenin ülkenin geleceği için çok yararlı olduğunu düşünüyorum.

Topluma, kitlelere baktığınızda bunları sizler de görebiliyor musunuz:

– Bakımsız görünüşlü insanları

– Elinden asla düşmeyen ve en değerli saydıkları dijital telefonlarla kendi dünyalarında yaşayanları

– Hızla yayılmış olan “sakal bırakma” modasını

– Yırtık pantolon ve yırtık giysileri

– Bir omuzu ve bel kısmını açık tutan giysileri

– Nargile kahvelerini

– Yabancı markalı kahve dükkanlarını

– Hazır yiyecek dükkanlarının her yanı sardığını (Mc, pizza, Chicken vb…)

– Sigara tüketiminin yaygınlaştığını ve kullanan yaşının düştüğünü

– Çok hızla yayılan bir deri üstüne dövme akımını

– “Düşünme”ye yönelik olmayan kitap yazdırma özentilerini, kitap fuarlarındaki artışı, bilimsel kitap sayısının nerede ise yok olmak üzere olduğunu

– Gazete ve dergi, mecmua yazım ve basımında bir sorun olduğunu

– TV dizleri ve sinema filmlerinde işlenilen konuları

– Hemen, hemen tüm dizilerde hem giysilerde, hem dış genel görünüşte, hem de işlenilen konularda bir çeşit özendirici ama öte yandan da yozlaştırıcı akımların olduğunu

– Şiddeti özendiren haberleri, dizileri

– Antibiyotik kullanımını

– Sezeryan doğumlarındaki artışı

– Anti depresan kullanımındaki aşırı yükselmeyi

– Sağlık sektöründeki “özel” kurumlaşmayı, şirketleşmeleri, özel hastanelerin öne çıkarılışını

– Tarımda genetiği oynanmış tohumları, ürünleri

– Yerli hayvancılık ve tarımın yok edilmek üzere olmasını

– İşlenmiş, paketlenmiş ürünlerin “gıda” olarak tüketilmesini

– Ev ekonomisi olarak tanımlanan “evde gıda üretimi”, yemek yapımının gerilemesini

– Paralı eğitimin, özel okulların çok artmış olmasını, eğitimde birlik yasasının artık uygulanmadığını

– Paralı sporların boyutlarının, rakamların durdurulamayan düzeyini ve yayılışını

– Toplumda kurulan STK kategorisindeki kuruluşların halkın ve bireylerin sorunlarını çözmede katkısı sağlamaktan çok uzakta olmasını

– Kayıtlı siyasi partilerdeki sayıların artışını ve bu siyasi partilerin demokratik hakların kullanılabilir olmasındaki yetersizlikleri, iş göremez durumda olmalarını

– Devlet kurumlarına, mahalli yönetimlere olan saygınlığın ve de güvenilirliğin gittikçe azaldığını

– İnsanların çok daha sağlıksız bir kişilik yapısına doğru gittiklerini

– Bu toplumda yaşayan insanların kendi aralarında kurdukları iletişimin gittikçe sorunlu bir gelişme gösterdiğini, yapaylığın arttığını

– Boşanma sayılarının çok büyük bir hızla ilerlediğini

– Kredi kartlarının son derece artırıldığını ve kredi borçları borçlarının gittikçe artar olduğunu

– Banka masraflarının, faiz oranlarının dünya genelinin çok, çok üzerinde olduğunu

– Ülkenin sınırları içerisine dışarıdan kabul edilen yabancıların sayısının aşırı artmış olduğunu

– Tarikat, cemaat örgütlenmesinin ülkenin her yerinde ve her alanında yaygınlaşmış olduğunu

– Çağdaş bir eğitimin yapılabildiği devlet okullarının artık görülmemeye başladığını, bu okulların sorunlarının gittikçe arttığını

– DİN ve DİNLER TARİHİ ile ilgili olarak seküler kesimde bir uzaklaşma ve kabul görmeme, araştırıp, incelememe, karşı çıkış durumunun yaygınlaştığını

– Dinin siyaseteticarete, eğitime karıştırılarak kullanılmasının çok yaygınlaştırılmış olduğunu

– Genel çağdaş kültürden, bilimsel araştırma ve düşünme düzeyinden çok uzaklaştırılmış, evrensel değerlerden gittikçe yoksunlaştırılmış bir okur yazar kesimindeki artışı

– Resmi kayıtlı siyasi parti sayısının gittikçe arttığını ve çalışmalarındaki yöntem ve ilke düzeyinin gittikçe çok yetersiz kaldığını

– Devletin kendi adına aldığı dış borçların çok yükselmiş olduğunu

– Ülkenin her yerinde yeni inşaatlar yapılarak, binaların artışta olduğunu, bunların çoğunun satılamadan beklediğini

– Endüstriyel yatırımlarda bir durma, gerileme olduğunu

– Kapanan iş yerlerindeki sayının gittikçe artmakta olduğunu

– Dış satımın çok gerilediğini ama dıştan alımın gittikçe artmakta olduğunu

– Ulusal paramızın büyük bir hızla değer yitirdiğini

– Toplumda genel bir korku ve güvensizlik ortamının gittikçe yaygınlaştığını

– İnsanların genel olarak eleştirel düşünceden, politik tavır almaktan ve öz değerlerine sahip çıkmaktan gittikçe uzaklaşıpduyarsızlaştırılmaya çalışıldığını

.   Bunları, buna benzer durumları GÖRÜYOR muyuz, gözlemliyor muyuz?

.   Bu durumlar, etkiler, ve nedenleri üzerine DÜŞÜNEBİLİYOR muyuz?

.   Bu durumu günlük yaşamda, toplumda, insanlarda, davranışlarda, ilişkilerde görüyor muyuz?

Bu tür durumlar ve hızlı gelişmeler sağlıklı bir çağdaş toplumda hiç de olağan değildir.

.   Analitik bakış açısı ile ele alınıp gözlemlenilecek birçok konu, birçok alan vardır ve sağlıklı bir ülke, gelişen bir toplum için de bunları incelemek, fikir yürütmek yararlıdır.

.  Cumhuriyetin ilan edilmesinden bu yana tam 99 yıl geçmiş ve ne yazık ki cumhuriyetin kazanımları ve getirdikleri üzerine kat be kat daha eklemeler yapmamız, çağdaş ve uygar bir toplum olmuş olmamız gerekirken, ne yazık ki hiç görülmemiş denli sorunlarla boğuşan bir toplum olmuşuz.

.  Hangi çalışmalar, hangi çağdaş ve bilimsel hazırlıklar, evrensel düzeyde ne gibi etkinlikler yapılacak önümüzdeki 100. yıl kutlamalarında dersiniz?

.  Türk halkı 99 yıl boyunca bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak nereden nereye geldiğini ve de ana hedeflerin, ulaşılması gereken yerlerin nereler olduğunu ne denli anlamakta, kavramaktadır, dersiniz?

.  Bence ortadaki genel durum çok umut verici gözükmemektedir.

.  Nüfus gittikçe artmakta ise de duyarlı, eleştirel düşünebilen, bilinçli ve ilkeli bir yurttaşlık düzeyine erişemedik.

.  Çok olumsuz olan bu gidişe rağmen neler yapılabilir, neler yapılmalıdır?

.  Tüm bu gözlemlenilen duruma ve yapılanmalara rağmen çözüm yolu ve bakış açısı yine Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün gösterdiği hedefleri ve başarılarını, uygulamalarını, fikirlerini günümüz koşullarına göre hızla uyarlayabilmektir, uygulayabilmektir.

.  Bu genel durum ve gidişe bakıldığında ise ülke içinde yeniden bir ulusal birlik ve güç toplama, yeniden bir ortak değerler ve kazanımlarda “partiler üstü” yaklaşımlar ve girişimler gerekli olacaktır.

.  Sizlere mutlu ve huzur dolu günler, sağlık dilerim.

Öğretmen Gönen ÇIBIKCI

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.