DİYANET TÜRKİYE’NİN MİLLÎ GÜVENLİK SORUNUDUR!

ABONE OL
11:26 - 23/10/2020 11:26
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Diyanet İşleri Başkanlığı kurum olarak çökmüş, çürümüş, sadece Cumhuriyet için değil, bu ülkede yaşayan herkes için sorun haline gelmiştir.

Uzun yıllardır, Diyanet’in bu haliyle tehlikeli bir kuruma dönüştüğünü, ya lağvedilerek yerine yeni bir kurum oluşturulması, ya da ciddi anlamda kökten yeniden yapılandırılması gerektiğini anlatıyorum.

Ancak, “Anayasal kurum” gerekçesi ile itiraz edenlerin, ülkemizde din/inanç konusunun toplumun her kesimini kapsayarak, barış ve huzur sağlanması fikri yerine, inançsal farklılıkları iktidarlarını sağlamlaştırma garantisi olarak görmeleri yüzünden “Diyanet sorunu” her geçen gün büyüdü ve artık millî güvenlik sorununa dönüştü.

Rize’nin Güneysu ilçesinde 15 yaşında genç bir kızımızın intihar girişimi, yeniden Diyanet’in devlet içinde devlet olduğunu, devletin kurallarını ve kararlarını hiçe sayarak, kendi kural ve kararlarına göre hareket ettiğini gözler önüne serdi.

Van’dan 13 genç kız Rize’nin Güneysu ilçesine, Kuran Kursu’na, sınav gerekçesi ile getirilmiş. Yüzyüze eğitim salgın nedeniyle yasak olmasına rağmen, Diyanet İşleri Başkanlığı kendi kurallarına göre davranma yetkisini ve cesaretini nereden alıyor?

Bu olay, Diyanet içerisinde yuvalanmış bir tarikat eylemi midir? Yoksa, Diyanet Türkiye’nin her yerinde, Cumhurbaşkanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı’nın kararları hilâfına, kendi bildiğini mi okumaktadır?

İktidar ve muhalefet Diyanet’e dokunmayarak, sorgulamayarak, hatta tüm halkı infiale sürükleyen skandalları dahi yadsıyarak Türkiye’ye kötülük yapmaya daha ne kadar süre devam edecektir?

Bakınız, Rize İl Müftüsü Abdülkerim Çelik’in yerel basında yayınlanan şu açıklaması her şeyi anlatan itiraf niteliğindedir:

“Ben izindeyim olaya pek vakıf değilim, ancak 13 kız çocuğumuz Van ilinden Güneysu Ortaköy’deki yatılı kız kuran kursumuza okumaya geldiler. Pandemi öncesi burada okuyorlardı daha sonra evlerine gönderdik; şimdi yeniden geldiler. Kızlarımızdan biri kurstan ayrıldı ve merkezde kendisini köprüden attı. Diyanet İşleri Başkanlığı yatılı eğitim faaliyetlerimize izin verdiği için hafız olan kızlarımızı yeniden eğitime aldık. Yeni öğrenci almıyoruz.”

Millî Eğitim Bakanlığı yüzyüze eğitime izin vermiyor ama Diyanet İşleri Başkanlığı yatılı eğitime izin veriyor!

Demek ki, Diyanet eğitim konularında da karar alma yetkisine sahip midir? Yoksa, MEB kararları Diyanet için yok hükmünde midir? Tevhid-i Tedrisat Kanunu ne zaman yürürlükten kalktı?

Tüm bu sorularımıza iktidar cenahından cevap alamayacağımızı biliyorum. Ama, hiç değilse, siyaset kurumunun diğer üyelerinden bu faciaya karşı duyarlı davranmalarını beklemek hakkımızdır, diye düşünüyorum.

Diyanet’in Türkiye’nin millî güvenlik sorununa dönüştüğünü iktidarı ve muhalefeti ile siyasi erk ne zaman kavrayacak, çok merak ediyorum.

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.