DEPREM HER AN GELMEYE HAZIR, BIZ DEPREME HAZIR MIYIZ?

ABONE OL
14:20 - 01/11/2020 14:20
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Balık hafızalı geçici heyecanlı duygusal bir milletiz. Bir felaket olduğunda inanılmaz bir ilgi ile hep bir araya geliyoruz, yardım ediyoruz, mağdurlara üzülüyoruz, felaketin acılarını hafifletmek için, tüm farklılıkları bir tarafa bırakarak milletçe dayanışma gösteriyoruz.

İzmir depreminde olduğu gibi tüm medya, siyasetçiler, ünlüler, gerekli-gereksiz isim yapmak isteyen herkes afat yerine üşüşüyor, demeç veriyor, vaatler sıralıyor, göstermelik geçici yardımlar yapıyor, sorumluların cezalandırılacağını ifade ediyorlar.
Hatta konuyla hiçi bir ilgisi olmayan bir bakan, deprem hayat kurtarma uzmanlığına soyunup, canlı kamaralar eşliğinde, enkaz altındaki depremzede ile telefonda konuşuyor, güya hayat kurtarmaya çalışıyor…

Adli makamlar soruşturma açıyor, valiler, bakanlar, siyasetçiler işkembe-i kübradan atarak, felaketin sorumlularının hesap vereceğini, böyle felaketlerin tekrar yaşanmaması için gerekli tedbirlerin alınacağını bol keseden atarlar, bilahare millet olayı unutunca, hiçbir şey yapmadan eski paradigma yönetimlerini devam ettirirler.

1998 depreminde 17 bin insanımızı kaybettik, deprem vergisi koyduk, toplanan parayı başka yerlere harcadık, ne oldu 22 sene sonra?
Millet ve devlet el ele vererek bizi daha iyi öldürecek “İmar Barışı” hilkat garibesini çıkardık.

Soma’da 301 madencimizi toprağın altına gömdük, günlerce milletçe ağladık, daha sonra madencilerimizin ailelerine tazminatlarını bile ödemedik, üstelik sopa attık, madencilere hüngür hüngür ağlayan milletin sesi dahi çıkmadı.

24 Ocak 2020’de Elâzığ depreminde 41 vatandaşımızı kaybettik,
9 Kasım 2011’de Van depreminde 40 vatandaşımızı kaybettik,
23 Ekim 2011’de ilk Van depreminde 601 vatandaşımızı kaybettik,
8 Mart 2010’da Elâzığ-Karakoçan depreminde 41 vatandaşımızı kaybettik,
2 Temmuz 2004’de Doğubayazıt depreminde 18 vatandaşımızı kaybettik,
3 Şubat 2002’de Afyonkarahisar depreminde 44 vatandaşımızı kaybettik,

Daha küçük depremleri yazmadığım bu depremleri, verilen vaadleri, kaçımız hatırlıyoruz?  Van’da gazetecilerin bile hayatını kaybettiği otel felaketi kaçımızın hafızasında yer etti?
2020 İzmir depreminde de aynısı olacak, iki hafta ağlayacağız, sözler vereceğiz, bina inşaatları daha hassas denetlenecek diyeceğiz, suçlular cezalandırılacak naraları atacağız, tek bir kişi hapse girmeyecek, bina taşıyıcı kolonları kesmeye devam edeceğiz, bir sonraki felakete zemin hazırlayıp, üçüncü İMAR BARIŞI’nın gelmesini bekleyeceğiz…

Dünyada çok fazla ulusta olmayan toplumsal yardımsever bir özelliğe sahibiz. Ancak tüm bu iyi özellikler çok kısa süreli. Olay gündemden düşünce anında unutuyoruz, temel düşünce unsurlarımızı sorgulamadığımız, siyasetçileri sorumluluk altına sokmadığımız sürece bu oryantallik devam edecek…

 

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
    Tüm Yorumlar (1)
    • Mert

      Bu soruyu Tayyip Erdoğan’a sormak lazım. Zira o herşeyi herkesden çok iyi biliyor. Siz biz akıl fikirde neyiz ki?
      İmam hatipli Tayyip Erdoğan’ı birde bunu sormak gerekir acaba bunu da biliyormu?
      Bu ayet kimlere ne diyor, ve kime muhalefet ediyor?

      Ey iman nimetine kavuşanlar, peygambere ve idarecilerinize,
      “-Dinî, siyasî ve idarî otoriteni bizim de çıkarlarımızı dikkate alarak, menfaatlerimizi gözetip kollayarak kullan” demeyin, peygambere ve kendinize hakaret içerecek iltibasa meydan vermeyin.
      “- Kur’an, sünnet ve ilmî esaslarla, örfün kuralları ve aklın verileriyle çalışan, sesimize kulak veren, yardım, destek ve imkân sağlayan, bize neler kazandırılabileceğinin hesabını yapabilen, ihtilâfları halleden, meseleleri zamana yayarak çözen, danışarak tedbir ile bizi yöneten hükümet ve meclis kur, bakanlar ve hâkimler tayin et” deyin. Rasulullahın tebliğini, teşriini, uygulamak-hayata geçirmek niyetiyle, can kulağı ile dinleyin, icabet edin. Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenler, kâfirler için can yakıp inleten müthiş bir azap vardır. (Bakara 104)

      Yanıtla
      +0
      -0