0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

1

Çocuk ve Gençler ile ilgili bir program hazırlıyoruz.

Özellikle bazı belediyelerinde desteğini alarak 10 yıl içinde 3 milyon çocuk ve genci gerçek anlamda denizlerle buluşturmak, onları en az Amatör Denizci seviyesinde eğitmek, gelecekte denizlerde onları bekleyen tehlikeleri anlatmak için…

Her yaşın özelliğine göre bir davranış şekli geliştirmek ve yeryüzü kurallarından yararlanarak becerilerini geliştirmek zorundayız. Bunun için de bir Rol Model olacak bir örnek arayışına girdik.

Her ne kadar denizcilikten yola çıkmış olsak ta, konu evrensel insan modeline geldi dayandı.

Elindeki bir çöpü dahi yere atmayan ancak onu nasıl yok edeceğini düşünen, musluktan boşa akan sudan rahatsız olan, yoğun deterjan kullanımını azaltan, Doğa’yı yakın arkadaşı olarak benimseyen, hayvanlara zarar vermeyen, vatanını hamasetle değil; yürekten seven, geleceğinde seçeceği meslek ile ülkeye nasıl yararlı olacağını planlamış, evrene saygılı, ahlak kavramının bacak arasında değil, akılda olduğunu bilen, her türlü ayrımcılığa karşı, vatanı tehlikeye düşmediği sürece savaşı cinayet olarak kabul eden, başkalarının malında ve geleceğinde gözü olmayan, planlamacı, dürüst, inançlı bireyler nasıl yetiştiririz diye kafa patlatıyoruz.

Kitapları inceliyor, önerileri yorumluyoruz.  Zaman içinde denizcilikle yoğrulacak 3 milyon çocuğun her türlü kötü alışkanlıktan uzak tutulması, uyuşturucu tüccarlarının müşterisi olmaması, seks ve organ mafyasının tuzağına düşmemesi, sahtekarlık ve dolandırıcılık ile karşılaştığında ne yapacağını bilmesi, aşırı dinci gurupların etkisinde kalmaması, yabancı hayranlığına kapılmaması, herkesle dost ve arkadaş ama onları taklit eden bir anlayış geliştirmemesi önemli. Toplantılarımızda ele aldığımız pek çok düşünür, bilim adamı, siyasetçi, tüccar ve sivil toplum önderlerini bütün bu  ideallere karşılaştırdığımızda birinin mutlaka bir eksiği çıktı.

Sonunda bir karar verdik ki, Milli Eğitim Temel kanununda ve Türkiye İzcileri 68 yönetmeliğindeki tarifler çok ince bir düşüncenin eseri olarak şekillenmiş. Bunlarda ki tarifler bizi Mustafa Kemal Atatürk’e taşıdı.

Türk çocuğunun yegane rol modelinin Atatürk olacağına karar verdik.

Türkiye’de temel eğitim kanunu falan kalmadı. 68 İzcilik yönetmeliği de uygulanmıyor.  Bunun yerine Cemaat-Tarikat kuralları yerini aldı. Eğitimde mahalle mekteplerine dönüldü. Önleri açılan pek çok cemaat kendi okullarını kurdular. Bir yandan para kazanırken, öte yandan kendi müritlerini kendi görüş ve düşünceleri doğrultusunda yetiştirmeye devam ediyorlar.

Düne kadar azınlık okulları statüsünde görülen bu okullar şimdi Türk kültürünü inkar ederek kendi programlarını uyguluyorlar. Her ne kadar Milli Eğitim bunu inkar etse de, okullarda çift programlar, çift sınıf defterleri uygulanıyor. Bir defter devletin istediği şekilde tutulurken, diğeri kendi cemaatlerinin talebi doğrultusunda dolduruluyor.

Dışardan şatafatlı görülen yapıların cazibesine kapılan, biraz da çocuğum dinini de öğrensin düşüncesinde olan veliler, devlet okullarında bulamadıkları modernlik nedeni ile bu tür okulları tercih ediyorlar. Paraya kıyıyorlar.  Oysa bu okullar ait oldukları görüşü temsil edecek gençler yetiştirme çabasında. Rol modelleri hiç te öyle Atatürk falan değil. Atatürk köşeleri gözden uzak yerlerde “teftiş fırçasından” ibaret. Ellerinden gelse Türk bayrağı yerine temsil ettikleri akımın bayrağını asacaklar. Zaten incelendiğinde Selçuklunun, Osmanlı’nın devamı gibi kavramlar hemen ön plana çıkıyor.

Sokaklarda gördüğümüz sakallı, bıyıklı kaba saba bu delikanlıların çoğu bu tarikat, cemaat okullarından yetişme. Hayran oldukları ve rol model olarak benimsedikleri kişiler ise bunların önderleri. Atatürk onlar için din düşmanı, içkici, ahlaksız bir adam… Heykellerine saldırmak, uluorta hakaret etmek, İşledikleri suçların meczup veya deli denilerek takipsiz kalması ise yüreklendirici ve yıldırıcı bir planın  parçası…

Kısacası lafı uzatmanın alemi yok.

Çocuklarınızın rol modeli Atatürk olmalı…

Onu ve fikirlerini öldürmeye çalışanlara inat, çocuk ve gençlere onun giyiminden, hayatı anlayışını, yurdu sevmesini, insanca yaşamak için devrimlerini, Türk halkına her alanda kazandırdıklarını çok iyi anlatmalısınız.

Dünya devletlerinin liderlerini ayağına getiren, ayağına giden biri olmadığını, Türkiye’nin onurunu, Milli vakarını sergileyen bir insan olarak tanıtmaktır.

Bunu yapmak hepimizin görevidir.

Yoksa Atatürk’te başka milletlerin örnek aldığı bir lider olur ve onların kültürüne mal olur…

Tıpkı tarihte ün yapmış, ülkesinin adını bilmediğimiz pek çok bilim adamı ve siyasetçi gibi…