ÇOCUĞUM İLKOKULDAN SONRA HANGİ OKULA GİTMELİ?

ABONE OL
18:04 - 17/01/2021 18:04
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Almanya’da ilk karne yaklaşırken ilkokul dördüncü sınıfına giden öğrencileri, anne babaları büyük bir heyecan sarar. Karne notları çocuğun gideceği ortaöğretim okulunu belirleyecektir. Bazı veliler umudunu okuldaki bu son seneye bağlamıştır. Oysa yarış çocuk daha anne karnında iken, doğumdan sonraki yıllarda, anaokulunda ve ilkokul birinci sınıfta başlamıştır. Çocuğuyla ilgilenen; onlara zaman ayıran, kitap okuyan ve okuma alışkanlığı kazandıran, öğretmenlerle işbirliği yapan, gerektiğinde çocuklarına özel ders aldıran velilerimiz bunun meyvesini alacaklardır. Karne notları çocukların olduğu kadar velilerin de başarısı ya da başarısızlığıdır.

TAVSİYE KARARI NEYE GÖRE YAPILIR?

Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti’ndeki “İlkokul Eğitim Kararnamesiˮ, 4. sınıf çocuklarının ders yılı sonunda gidecekleri ortaöğretim okulları hakkında velilere gerekçeli bir tavsiye kararı (Empfehlung) verilmesini öngörür. Buna göre sınıf öğretmenleri karneyle birlikte bir mektup yazarlar. Bu geniş kapsamlı mektupta, öğrencinin dört yıl içinde gösterdiği gelişme; çalışma, öğrenme ve başarı seviyesi belirtilir. Çocuğun düzenli ve istekli çalışıp çalışmadığı, öğrenme merakı, derslere gösterdiği ilgi, kavrayışı, aldığı sorumluluk, arkadaşlık ilişkileri, güçlü ve zayıf yanları ele alınır. Kısacası okul tavsiyesi çocuğun ilkokuldaki performansına ve yeteneklerine göre yapılır.

NOT ORTALAMASI KAÇ OLMALIDIR?

Sınıf öğretmeninin tavsiye mektubuyla çocuklar Hauptschule, Realschule ya da Gymnasium’a yönlendirilir. Bu kararda çocuğun Almanca, matematik ve hayat bilgisi (Deutsch, Mathematik, Sachunterricht) derslerindeki notları etkili olur. Gymnasium’a gitmek için not ortalamasının 1-2 olması, Realschule için 3’den az olmaması gerekir. Daha düşük olanlar ise Hauptschule’ye (Gemeinschaftsschule) giderler. (Bavyera ve Kuzey ren Vestfalya’da bu derslerin not ortalaması 2.33 veya daha iyi ise Gymnasium’a, 2.66 veya daha iyi ise Realschule’ye, 3.0 veya daha kötü ise Hauptschule’ye kayıt hakkı vardır.) Her çocuk Gesamtschule’ye kayıt yaptırabilir. Okul önerilerinde ders notları her zaman belirleyici değildir. Öğrencinin zekâ düzeyi, çalışma temposu, motivasyonu, çalışkan, sabırlı ve sebatkâr oluşu da göz önünde bulundurulur.

VELİLERİMİZ İYİ DÜŞÜNMELİDİR

Her veli çocuğunun en iyi okulda okumasını, Gymnasium’a ya da Realschule’ye gitmesini ister ama çocuklara kaldırabilecekleri yükten fazlasını vermek doğru değildir. Anne babalar kendilerine şu soruları sormalıdır:
Çocuğum ev ödevlerini yapmakta zorlanıyor mu?
Eve iyi not getiriyor mu?
Okulda kendini iyi hissediyor mu?
Severek okula gidiyor mu?
Çocuğun hangi okula gideceği konusunda onu yakından tanıyan ve uzun yıllar gözlemleyen sınıf öğretmenlerinin görüşü çok önemlidir. Onlar kararlarını verirken çocuğun bütün yönlerini dikkate alırlar.

 

KARAR AŞAMASI

Bazen öğretmenler sınırlı bir okul tavsiyesi de (eingeschränkte Empfehlung) yaparlar. Öğretmenler, velilerle konuşma gününde (Elternsprechtag) tavsiye kararı üzerine görüş bildirirler. Veliler bu karara itiraz edebilir ve konuyu öğretmen ve okul müdürüyle yeniden görüşebilir. Veliler, durumda bir değişiklik olmaması halinde bile çocuklarını istedikleri 1 veya 2 okula kaydettirebilirler. Kesin kararı çocuğun kayıt yaptırdığı okulun müdürü ve sorumlu öğretmenler verir. Alınan karar veliye bildirilir. (Gymnasium’da başarılı olamayan çocuklar 6. sınıfın sonunda başka bir okula yönlendirilir.) Velilerimiz çocuklarını okula kaydederken Türkçe dersi için başvuru yapmayı unutmamalıdır.

AÇIK KAPI GÜNLERİ

Çocuklar kayıt yaptırdıkları yeni okuldaki arkadaşlarını ve öğretmenleri merak ederler. Onların bu korku ve endişelerini gidermek amacıyla okullar üç gün boyunca açık kapı günü (Tag der offenen Tür) düzenlerler. Bu günler, velilere önceden duyurulur. Çocuklar aileleriyle birlikte okula giderek öğretmenler ve yapılacak dersler hakkında bilgi alırlar.

ÇOCUKLARIMIZA DESTEK OLALIM

Çocuklarımız hangi okula giderlerse gitsinler onlara destek olmalı, gösterdikleri başarıları takdir etmeliyiz. Çocukların gazete, dergi ve kitap okumaları, Almancayı iyi öğrenmeleri onları derslerde güçlü ve başarılı kılar. Soru soran, araştıran, merak eden, ödevlerini hevesle ve yalnız başına yapabilen çocuklar başarılı olurlar. Çocuklarımızın konuşkan, girişken ve dirençli olmaları için destek olmak hepimize düşen bir görevdir.

BAŞKA BİR EĞİTİM MÜMKÜN

Çocuklarımızı henüz erken yaşlarda bir yarış atı gibi sahaya sürmek doğru mudur? Elbette doğru değildir ama sistem; sanayi toplumu ne yazık ki bunu böyle istemektedir. Okul eğitimi; çocuklarımızın yaparak yaşayarak öğrenmelerine, birbirlerini destekleyerek, kabullenerek ve dayanışma içinde olarak hayata atılmalarına hizmet etmeli; onlara mutluluk vermelidir.

Böyle bir eğitimin dünyada değişik örnekleri vardır; Finlandiya bunlardan biridir. Finlandiya, dünyada eğitimin en başarılı olduğu ülkeler arasındadır. Fin kültürü çocukların bağımsız yetişmesine önem verir. Öğrenciler kendi ilgi ve ihtiyaçları doğrultusunda eğitim-öğretim programlarını şekillendirebilirler; öğretmenler de onlara destek olurlar. Finlandiya’da okullar birbiriyle rekabet etmek yerine dayanışma içinde olmayı tercih ederler. Eğitim, ‘herkes için eşit olanaklar sağlamakʼ demektir. Çocuklar zekâ ve becerileri ne olursa olsun aynı sınıflarda okurlar. Herkes birbirine destek olur. Öğrencilere eğitim hayatlarının ilk altı yılında hiçbir şekilde not verilmez. Sekizinci sınıf sonuna kadar not verme zorunluluğu yoktur. Öğrenciler 16 yaşındayken ülke genelinde yapılan bir sınava gire ve yeteneneklerine göre diğer okullara yönlendirilirler.

 

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.