CHEMNİTZ' DE KİTLESEL IRKÇI SALDIRILAR 

ABONE OL
11:46 - 23/10/2020 11:46
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

CHEMNİTZ’ DE KİTLESEL IRKÇI SALDIRILAR 
 
Son günlerde ne yazık ki yine Almanya’nın doğusundaki Eyaletlerde eski DDR ‘ in   şehirlerinde aşırı ırkçı olaylar yaşandı.

Oralardan hiç iyi haberler gelmiyor.

Göçmenler, Mülteciler artık sokaklarda kovalanıyor.

Özellikle sağcı Irkçı Almanlarla o bölgelere dağıtılan ‘’ gariban ‘ mülteciler arasında devamlı gerginlik yaşanıyor.

Üç gün önce Chemnitz Şehir şenliğinde bir Almanın tartıştığı Mülteciler tarafından bıçaklanıp öldürülmesiyle olaylar had safhaya ulaştı.

Irkçılar Polise, gazetecilere saldırdı.

Bu cinayeti sosyal medyadan duyan birçok Chemnitzli ırkçı faşist, örgütlerin, partilerinde desteğiyle şehirde yabancı avına çıktılar, mitingler, yürüyüşler düzenlediler hatta bazıları Hitler selamı verirken bile görüntülendiler. 

Tüm Almanya iki günden beri bu olayları konuşuyor.

Tarih tekerrür mü ediyor ne oluyor?

Almanya için Alternatif Partisi AfD`nin son 24 Eylül’deki seçimlerde Alman Parlamentosu Bundestaga 96 Milletvekili soktuğunu unutmayalım. Pegida denen Sivil faşist inisiyatiften kurtulamadan AfD başımıza bela oldu.

Almanya’daki Irkçıların artık kitlesel tabanı da yani güçlü bir Partisi de bulunuyor. Belki inanmayacaksınız ama bu Irkçı AfD partisinin Vekillerinin arasında Hâkim, Savcı, çok sayıda eski Polis şefleri de bulunuyor.

Bence Almanya’da ‘‘Demokrasi, Fikir Özgürlüğü var ‘‘denip bu aşırı sağcıların üzerine tam gidilmiyor.

Geçmişte de kaç kez Almanya’da Aşırı Sağcı Parti NPD ye Kapatma Davası açıldı ama bir şey çıkmadı.

Kim ne derse desin Almanya’da ırkçılık ve Aşırı sağ yükselişte.

Bunun birçok nedeni var ama işin enteresan yanı Göçmenlerin en az yaşadığı eski DDR de (Almanya Demokratik Cumhuriyetinde) en çok Irkçılık Vakası yaşanıyor.

Evet onlara göre son yıllarda kendilerine çok uzak olan farklı kültürlerden çok yabancı Mülteci ve Doğu Avrupa’dan yani Bulgaristan’dan, Romanya’dan vasıfsız ‘’ çok ‘’ göçmen geldi. 

Bunların arasında kendi ülkelerinde de dışlanan, ayrımcılığa uğrayan Türkçede konuşan Romanlar bulunuyor. 
Doğu Alman gençler onları iş piyasasında kendilerine rakip olarak görüyorlar. Refahı onlarla paylaşmak istemiyorlar.
Bir diğer kesimde kendisini hala ” Üstün Irk” olarak görüyor öyle davranıyor. 

Bu olayların yaşandığı bölgelerdeki eski DDR dışa çok kapalı bir devletti. 

Bu Irkçı gençlerin Babalarının, Annelerinin göçmenlerle, yabancı kültürlerle fazla tanışkınlıkları olduğuna hiç inanmıyorum.

Bu önyargı biraz oradan da gelebilir.

Yüksek öğrenim amacıyla bende 1980-84 yılları arasında Batı Berlin’de yaşadım. Orada hala akrabalarım var. Oraları, Almanya’yı çok iyi tanıdığıma inanıyorum.  

O zaman meşhur Berlin duvarı vardı.  Biz doğuya, doğu Berlin’e geçerken sınırlarda bize Batı Berlin’den- Almanya’dan geldiğimiz için sınır polisleri Uzaylı gibi davranıyorlardı. 
 
Doğu ile Batı Almanya birleşene kadar bu Irkçı olayların yaşandığı Chemnitz`in ismi neydi biliyor musunuz? Karl-Marx-Stadt`tı. 

Yani Karl Marksın Şehriydi. Marksizm’in babasının adının verildiği şehirde şimdi yabancılar sokağa korkarak çıkıyor. 

Buda tarihin bir cilvesi olsa gerek.

Herkes iki Almanya’nın birleşmesiyle doğuda da yaşam standartının yükseleceğini düşünüyordu oysa o olmadı. Birçok doğu Alman batıya göç etti çalışmak, yaşamak için. 

Ve bu birleşmede de pastadan en büyük payı yine varlıklı iş insanları, kredi veren Bankalar, Sigorta şirketleri kaptı.

Geçen zaman içinde Doğu Almanya’daki şehirlerin alt yapıları yenilendi, yeni yollar, köprüler yapıldı eskileri onarıldı. Doğu Almanya’daki şehirlerde Caddeler pırıl pırıl şimdi.

Alman Hükümeti doğu bölgelerinin yeniden inşası, modernizesi için 1990’dan sonra Dayanışma vergisi adı altında maaşımızdan, tüm çalışanlardan direkt para kesti, katkı payı aldı.  

Ve o şehirlerin güzelleşmesinde yeni işyerlerinin açılmasında Almanya’daki bizim insanların ve diğer göçmenlerinde katkıları hiç küçümsenemez.

Karşılığında da sokakta ırkçı laflar işit, aşağılan, Dayak ye. Ne güzel!

Almanya, Mölln, Solingen, Rostock, Hoyarswerde kundaklamalarından ve Irkçı NSU cinayetlerinden ders çıkarmalıdır.

Aslında Chemnitz her yerde. Çünkü Almanya’nın her gün her yerinde küçük büyük ırkçı tacizler, saldırılar oluyor.

Arı kovanına çöp sokmanın bir anlamı yok. Bu olaylar önlenemezse, maazallah bizim Türkiyelilerden, Araplardan kayıplar olursa Almanya’da 2005 teki gibi Paris’te Magripli gençlerin çıkardığı olayların benzerleri olabilir, çok büyük Sosyal patlamalar olabilir.

Peki ne yapmak lazım?

Öncelikle aşırı sağcıların politik vatanı, sığınağı olan, Oy oranı yüzde 17 lere ulaşan aşırı sağcı. AfD`yi dizginlemek lazım. 

AfD bu oranla şu anda yılların partisi Sosyal Demokrat Parti’nin oy oranını da yakalamış bulunuyor. Bu partiyi devletin iyi izlemesi lazım.
Demokrat Politikacılar, STK lar, Sanatçılar, Aydınlar alman toplumuna doğruları söylemeli Almanya’nın bir göç ülkesi olduğunu itiraf etmeliler.

Evet Almanların çoğu Chemnitz`deki olayları onaylamıyor. Bunu biliyoruz. Çünkü bu ülkede bir Irkçı-Faşist Lider olan Hitler yüzünden taş üstünde taş kalmamı, milyonlarca insanını kaybetmiştir.
Bunlar nasıl unutulur?

Alman Cumhurbaşkanı Steinmeier ülkenin en iyi sanatçılarını, müzik gruplarını yardım, dayanışma konserleri için Chemnitz`e yönlendirdi. Bu çok önemli ve değerlidir.

Başta Yeşiller Federal Milletvekili Cem Özdemir olmak üzere sol bloktan gelen birçok politikacı hükümeti acilen önlem almaya çağırdı. Özdemir ” AfD ve Irkçılarla aramıza yanmaz bir duvar örelim. Hukuk devletine saldırılar kabul edilemez ” dedi. 

Bizi savunanların yanı sıra ama Alman toplumunda suskun bir çoğunlukta var işte bu insanları demokrasi Blokuna çekmek lazım. Irkçılardan yana tavır alırsa bu Grup işler çok karışır.

Yoksa hepimizin işi zor. 

Evet Almanya’yı seviyoruz bize çok şey verdi, çok şeyi burada öğrendik, özgürüz ama bu Irkçılık konusunda Almanya’yı eleştirmeyiz diye bir şey yok. 

Irkçılık bence aynı zamanda psikolojik bir hastalıktır da . Irkçıların Kafaları hep karışıktır, hoşgörüyü tanımazlar ve önyargılı sevimsiz insanlardır.  
Bunlar sağlıklı ve mantıklı düşünme yeteneklerini kaybettiklerinden şizofrende olabilirler. 

Irkçılık nerede varsa karşı çıkmalıyız. 

Bu Olaylar nedeniyle konuştuğum burada yaşayan çok insanımız ”keşke ülkemizde refah, demokrasi, insan hakları, fikir özgürlüğü olsaydı da buralara gelmeseydik” diyorlar bana.

Tüm bu Göçün sorumluları insanlarımızı el kapılarına muhtaç edenlerdir.

Ülkeyi iyi yönetemeyenlerdir.

Refahı, bolluğu, zenginliği adil dağıtmayan Türkiye’nin yakın tarihimizdeki gelmiş ve geçmişteki siyasi yöneticileridir.  

Bundan sosyal, siyasi, ekonomik ya da inancından dolayı doğduğu topraklardan kopup dilini, dişini bilmediği coğrafyalara yerleşmek zorunda kalan insanlarımız değil onları yaban ellere atan devlet ve onun yöneticileri utanmalıdır.  

Günün Sözü: Din, dil, ulus ayrımcılığı olmayan yeni bir dünya yaratalım.
( Charlie Chaplin )

Aşk ile…

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.