0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

2

Hastalık gerçek rakamlarına doğru tırmanıyor.

Hastanelerde ve yoğun bakım ünitelerinde yer kalmadığını söyleyen yetkili ağızlar pandemi hastanelerini çoğaltma derdinde…

Türkiye kendi vatandaşları hariç Suriyelilere ve yabancı ülkelere yardım göndermeye devam ediyor.

Beş maske dağıtmayı beceremeyenler şimdi de hastalananları evde bakma telaşına düştüler.  Öyle görülüyor ki, pandemi Şubat ayında Pik yaptığında bir zamanlar veba salgınında ölüleri sokaktan toplayanlar gibi çek-çek arabaları ile nakletmeye başlayacaklar.

Ülkede 5 bin kişinin namaz kılabileceği camiler var iken, 500 kişilik pandemi hastanesi inşa etmeye çalışmak bence aymazlık. İçini son model aletlerle de donatsanız kullandıracak teknisyen bulamıyorsunuz. Bu gerçeği kendi eşinde ve bir tıp fakültesinde yaşamış biri olarak yakından biliyorum.

***

Madem tedavi önemli, şu anda boş duran camileri hemen hastaneye çevirmek mümkün. Bu bir savaş hali… “Kimsenin hop, dur, ne yapıyorsunuz? Din elden gidiyor” diyecek hali yok. Avrupa’da pek çok kilisenin okul ve hastaneleri bu işlere tahsis edildi, din görevlileri hizmete başladılar bile… Biz personel ve mekan bakımından onlardan çok daha şanslıyız.

Bir sürü okul kapalı. Bunları karantina merkezi yapmak hepsinden kolay. Tutup ta eğitim öğretim için ayrılmış öğrenci yurtlarını işgal etmenin alemi yok. Okulları temizleyip paklamak daha kolay. Yurtlar öyle değil. Öğrencinin yatağını, battaniyesini bir kere kullandırdınız mı, odasına yerleştiniz mi oraları temizlemek o kadar kolay değil.

Devlet misafirhaneleri, kamp yerleri ve sosyal tesisler ne güne duruyor?

Bu iş eğer bir savaş ise seferberlik ilan etmek zorundasınız.

Her gün bu kadar ölüm ancak bir savaşta mümkündür.

***

Aşı savaşlarının başlaması bu işte ne kadar büyük bir rant olduğunu; Çin işi, Japon işi, Alman işi, Amerikan işi diye ayrımların zaman kaybından başka bir işe yaramayacağını, zaten sınıfta kalmış olan Dünya sağlık örgütünün koyduğu kuralların pek çok ülkede itibar görmediğini anlamamıza neden oldu.

Eğitim deseniz yerlerde… Önümüzdeki dönem sağlıklı bir neslimiz olabilir ama, o kadar da istenildiği gibi güdülecek bilgisiz bir kitle yaratılmış olacak.

Kimin ve neyin işine yarar bilemem.

Öğretmenlerin en az sağlıkçılar kadar fedakarca çalıştığının farkına varmayanlar, bunun bedelini ilerde çok ağır ödeyecekler.

Her şeye rağmen tablet ve bilgisayar dağıtımında geç kalan projeler, interneti bedava yapmayan, aksine bu sistemden sanki yiyecek-içecek satıyormuşçasına gelirini arttırma peşinde koşan telefon şirketleri, buna göz yuman adeta pirim veren resmi yetkililer vicdanlarını nasıl rahatlatacaklar çok merak ediyorum.

Düne kadar ayda 30-40 bin liraya para demeyen patronların çoğu Bin liraya muhtaç duruma düştüler.  Vergi reformu ve uzlaşma paketini bekleyip umduğunu bulamayan pek çok firma yeni yıl ile birlikte kapanışını verecek,  iflasını açıklayacak, konkordato ilan edecekler.

İcra dosyalarının elektronik haciz uygulamalarının da pek bir işe yaramayacağı, insanların karnını doyurma savaşına düştükleri, hastalıktan korunmaya çalıştıkları bir dönemde bunları gurur meselesi yapmayacakları aşikar.

Umarım bu öngörülerimiz boş çıkar ve biz utanırız.

Taner TÜMERDİRİM

[email protected]