ÇAĞDAŞ UYGARLIK DÜZEYİNE ULAŞMAMIZ GEREKİR Mİ?

ABONE OL
22:59 - 12/11/2022 22:59
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Evet, kesinlikle!

Ama nasıl, kim için, kimlerle, ne zaman,?

Çağdaş uygarlık bir ulusun malı değildir.

İnsanlığın geldiği ortak bir düzeydir, büyük bir birikimdir.

İnsanlığın geldiği çağdaş uygarlık nedir, ne düzeydedir, diye düşünebildiğimizde ancak kalkınmanın ilk adımını atmış oluruz.

Uygarlık/medeniyet/ civilisation/ Zivilisation… bir toplumun maddi manevi varlıklarını, düşüncelerini, bilimini, sanatını, teknolojisini, canlı türlerini ve ürünlerini tüm unsurlarını kapsayan çok geniş bir terimdir.

“Uygarlık” kavramı ilk olarak AYDINLANMA çağında Avrupa’da 18. yüzyılın ortalarında oluşmuştur.

Fransızlar “civilisation” demişler.

Bu kavram ile bir ülkenin ya da bir toplumun ” sanatsal, düşünsel, ve maddesel yaşamına özgü olan özelliklerin tümü” anlaşılır.

Aslında “civil” (medeni) sıfatı ise çok daha eskiden var olmuştur.

Tanrı korkusu duyan, toplum yaşamını yasalarla düzenleyen, her türlü vahşetten “uzak” olan uluslar için kullanılmıştır.

“Uygarlaşma”  bir durumu değil, bir “oluşumu” açıklar.

“Uygar” bir insanın ana niteliklerinin zulümden ve zorbalıktan uzak, adil ve insancıl, hukuka saygılı  bir kişilik olduğu düşünülür..

Günümüzde artık “uygarlık” kavramının ve ölçüsünün “çağımıza uygun” olarak “bilimsel” çizgide ve verilerde inceleniyor olması da kabul edilmiştir.

Bu nedenle eski uygarlıklar ile “çağdaş uygarlık” kavramları ayni değildir.

Uygarlık” ve “çağdaşlaşma” dilimizde dolaşan ve anlamı üzerinde herhangi bir endişe duyulmayan iki terim…

“Çağdaş uygarlık” kavramı ile gelinen en son dönemlerin, tarihsel birikim ile elde edilenlerin günümüzdeki en üst düzeyini anlayabiliriz.

Bunun karşıtı olmak, karşı çıkmak ise “skolastik” düşünce ile “akılcı düşünce“, “dogmatik zihin yapısı” ile “özgür ve laik zihin yapısı” arasındadır.

Uzun döneme bakarak bunun için bizim de ilk yapmamız gereken ise “eğitim ve “öğretim”e önem verip, doğru planlamamız gerekir.

Ulusal hedeflerin, ilkelerin de en baştan doğru seçilmiş, çok iyi saptanmış ve uygulanabilir olması gerekir.

Beşeri akla ve bilime, tekniğe, insan ahlakına genel çerçevede ve her bir alanda önem vererek gerçekleştirilecek bir okullaşma dönemine, bir “maarif” sistemine yönelmek gerekir.

Ancak temeli sağlam kuşaklar yetiştirildiğinde en büyük sorunu halletmiş olacağız.

Parlamenter sistem, ekonomi, hukuk, endüstri, ticaret… gibi temel alanlarda, bilimde, teknolojide gerekli olan insanı, “kaliteli insanı” yetiştirmiş olmak gerekir.

Tüm bunların ışığında tabii ki bilinçli, devletine ve de ulusuna önem veren , gurur duyan, güvenen, iyi ahlaka sahip insan modeli yetişmiş olacaktır.

Tam bağımsızlık denilen özelliklerimizi önemsemek zorunda olmalıyız.

Öz güveni olan yurttaşlar en ileri donanımlarla desteklenmiş olacaktır.

Kurallara bağlı, iyi ve doğru sistemleşmiş bir rejime erişmek için çalışılacaktır.

Akıl ve bilimin rehberliğini önemsemek gerekecektir.

Çağdaş ve uygar ülkelerle barış içerisinde iş birliği yapılacaktır.

Ulusal çıkarlar ise her zaman gözetilmeli ve korunmalıdır.

Bu hedefler için ise milli ekonomiye öncelik ve önem verirken sağlam bir “ulusal” burjuvazi oluşturularak göreve çağırılacaktır.

Tarım ve hayvancılık alanında, sanayideki emekçi sınıfında, esnaf ve zanaatkar topluluklarında bilinçli ve eğitimli yurttaşlar yer alsın diye büyük çabalar gösterilecektir.

Sosyal hukuk devleti olduğunda ise bireyler ve tek, tek çalışma alanları güvence altında olacaktır.

Uygarlık denildiğinde tabii ki sanat ve düşünce alanında, felsefede, mantıkta, edebiyatta… da kendini çok iyi yetiştirmiş ve de geçmişinden geleceğe ulaşarak yepyeni yapıtlar sunabilecek yurttaşlar düşüneceğiz.

Varlığımızı koruyacağız., kendimize olduğu gibi diğer insanlara da sevgi ve saygı duyabileceğiz, dilimize ve davranışlarımıza gereken ölçüleri koyabileceğiz.

Kendimize özgü bir çizgi ve uygarlık dünyası oluşturacağız…

Böylelikle hem kalıcı, hem de ileriye götürebilecek kalıcı ve düzeyi yüksek bir uygarlığı kendi özelliklerimizi, değerlerimize uygun olarak oluşturacağız.

Refah düzeyimizi, toplumsal, kentsel yapılarımızı “çağdaş” bir çizgiye çekmiş olacağız.

Yurt ve halkı için çalışmamız, inanmamız ve de hızla gerçekleştirmek için planlı ve bilinçli, bilimsel çalışmamız gerekecektir.

Özellikle cumhuriyetimizin son yıllarında ortada görülen sıkıntıları ve nedenlerini araştıranlar “çağdaş uygarlık” kavramı ve düşüncesi ile karşılaşırlar.

Atatürk de bu konuda daha gençlik yıllarından başlayan araştırmalarında incelemelerde bulunmuş ve fikirler üretmiştir.

Onun görüşüne göre de bir toplumun uygar olabilmesi için “fikri ve zihniyeti de uygar olmalıdır.

Atatürk’ün bu konu üzerindeki düşüncelerini ve fikirlerini araştırmak ve incelemek bugünün temel sorunlarını anlamak için bizlere çok büyük yararlılık ve kolaylıklar sağlayacaktır.

Karşı devrimci olarak tanımlanan zihniyete sahip kişi ve kitleler ne yazık ki hiç durmadan ve fırsat bulabildikleri her yerde çağdaş uygarlığa, akla ve bilimsel bakış açısına karşı çıkmışlardır.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin çok zor ve büyük mücadelelerle kurulduğunu ve ilk hedeflerin “çağdaşlaşma ve uygarlık yolunda ilerleme” olduğunu asla unutmamalıyız.

Yapılan tüm yenileşmeler, yatırımlar, devrimler, kalkınma modelleri ile ileri bir “çağdaş” ve uygar (medeni) bir  refah toplumuna erişmek için olmuştur.

Ama, görüldüğü gibi baştaki bu kalkınma ve uygarlaşma hareketi ve zihniyeti yerine daha durağan ve ana ilkelerden ayrılmış dönemler ile büyük bir gerileme içine düşülmüştür.

Türkiye tüm kurumları ve de halkı ile yeniden bir uyanışa ve “aydınlanmaya” yönelmek zorundadır.

Özellikle ulusal günlerde ve her anımsatmada yeniden ve en derin bir merak ve öğrenme isteği ile Gazi Mustafa Kemal Atatürk‘ü düşünmeli ve onu anmalı, incelemeliyiz.

Her ON KASIM geldiğinde ise onu çok daha derinlemesine ve büyük bir özlemle, takdirle, örnek alarak, onu daha iyi tanımaya yönelerek anmalıyız.

Bize düşen aslında, eğer “kalkınan” ve “çağdaş uygarlık yolunda” ilerleyen bir Türkiye istiyor isek, ATATÜRK’ün ana hedeflerini ve fikirlerini çok iyi kavramaktır.

Bugün için dijital çağın olanakları ile internette bulunan tüm kaynaklar bize açıktır.

Onlardan yararlanıp, araştırma, inceleme ve derlemeler de yapabiliriz.

Göreceksiniz, Atatürk kendi yazılarında, düşünce ve fikirlerinde, anlattıklarında bizlere çok doğru olanı gösterecek ve umutla, bilinç ve öz güven ile ileriye bakabilmemizi sağlayacaktır.

Bağımsızlık üzerinde onun düşüncelerini okumak ve incelemek bizlere günümüz dünyasındaki birçok sıkıntının, sömürünün arkasındaki nedenleri anlamamıza yararlı olacaktır.

“Çağdaş bir devlet olmak neden önemlidir”, “demokratik hukuk devleti olmanın anlamı nedir”, diye düşünce üretmek, dünya üzerindeki sistemleri, ilişkileri daha iyi anlamamıza yararlı olacaktır.

Dünya insanlık tarihi ne geri döndürülebilir, ne de çağdaşlaşma ve uygarlaşmanın önü kesilebilir.

Özellikle de “yüksek teknolojinin” çok büyük bir hızla geliştiği ve yaşamın her alanında yenilikler sunmaya başladığı günümüzde bizim de, Türkiye’nin de başka bir düşüncesi ve yolu yoktur.

Öte yandan yine biliyorum ki egemen güçlerin evrensel bir bakış açısı ile ülkeleri ve halklarını etkilemek, özgür iradelerini ele geçirmek, onları kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirmek konusunda (açıkça görülmeyen) büyük ve sistemli çalışmaları vardır.

Bunlara karşı durabilmek son derece de güç olmasına rağmen bilinçli bir yurttaş, sağ duyusu güçlü insanlar olarak

kendimize, halkımıza ve devletimize sahip çıkabilmeliyiz.

Evet günümüz dünyası pek de kolay değil, hemen kanabileceğimiz o denli çok “şey” var ki…

Üzerimize düşenin neler olduğunu, nasıl davranmak ve düşünmek gerektiğini çok iyi irdelediğimizde anlayacağız ki asla boş ve gereksiz şeylerle zaman harcamadan ve tuzaklara düşmeden, sağ duyulu yurttaşlar olmayı hedefleyeceğiz.

Biliyorum, toplumda sınıfları atlamak, birden “çok büyük olanaklar” elde edebilmek, para, iktidar, güç sahibi olmak çok zor, bizim için tek, tek yurttaşlar için büyük sıçramalar yapabilmek nerede ise “imkansız“…(olanak dışı)

Yine de ilkesel davranıp, kendimizi koruyup, yetiştirerek, bilgi ve bilinçle ve de umutla ileriye bakabilmemiz gerekecektir.

Sevgi ve saygı dolu aydınlık, sağlıklı günler diliyorum…

Öğretmen Gönen Çıbıkcı

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.