Bölge Barolarından Meclis’e ‘Kürtçe’ Çağrısı

Bölge Barolarından Meclis’e ‘Kürtçe’ Çağrısı

ABONE OL
23:41 - 13/05/2022 23:41
Bölge Barolarından Meclis’e ‘Kürtçe’ Çağrısı
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

15 Mayıs Kürt Dil Bayramı nedeniyle ortak bir açıklama yapan Güneydoğu’daki 13 kentin baroları, başta Türkiye Büyük Millet Meclisi olmak üzere, tüm yetkililere Kürtçe’nin serbestçe kullanılması için gerekli düzenlemeleri yapma çağrısında bulundu.

Açıklamaya katılan hukukçular, Kürtçe’nin önünün açılmasının başta hukuk olmak üzere birçok alanda rahatlama sağlayacağı görüşünde.

Kürt Edebiyatçı Celadet Ali Bedirhan’ın 1932’de çıkardığı ve Latin harfleriyle yayınlanmış ilk Kürtçe dergi Hawar’ın yayına başladığı gün olan 15 Mayıs, 2006 yılından beri Kürt Dil Bayramı olarak kutlanıyor. Kürt örgüt ve sivil toplum kuruluşları Kürt Dil Bayramı nedeniyle değişik etkinlikler düzenliyor.

Bayram nedeniyle, Güneydoğu’daki 12 baro da ortak bir açıklama yaptı. Diyarbakır Adliyesi önünde toplanan Diyarbakır Barosu’na üye avukatlar bölge baroları adına açıklama yaptı.

Açıklamayı okuyan Diyarbakır Barosu Kürtçe Dil Komisyonu Başkanı Elif Birkili, TBMM ve yetkililere çağrı yaparak, başta Kürtçe olmak üzere, tehlike altında olan dillerin korunmasını istedi.

Bu dillerin korunması için düzenleme yapılması çağrısı yapan Birkili, taleplerini şöyle dile getirdi:

”Anadilde eğitimin önündeki engellerin kaldırılması ve bu hakkın kullanımı için yasal düzenlemelerin yapılmasını, asimilasyon ve tekçi politikalarından vazgeçilerek çok dilli ve kültürlü ve yaşama olanak sağlanmasını, isimleri değiştirilen yerleşim yerlerinin isimlerinin iade edilmesini, dil öğrenimi ve kullanımıyla ilgili, başta Medeni Ve Siyasal Haklar Sözleşmesi ile Birleşmiş Milletler Eğitimde Ayrımcılığa Karşı Uluslararası Sözleşme olmak üzere diğer tüm uluslararası metinlere konulan çekincelerin kaldırılmasını ve bu konuda Anayasal düzenlemelerin yapılmasını, talep ediyoruz.”

Hukukçular ne istiyor?

Açıklamanın ardından VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan hukukçular, Kürtçe’nin önündeki engellerin kaldırılmasının, hukuk başta olmak üzere, birçok alanda rahatlama sağlayacağını söyledi. Kürtçe ve lehçelerinin yok olmaması için çalışma yapmak üzere kurulan, ‘Dil ve Kültür Ağı’nın üyesi Avukat Abdullah Çağer, Kürtçe önündeki engellerin kaldırılmasının rahatlama getireceğini belirterek, “Bu dil üzerindeki engeller kaldırılırsa, ister istemez hem toplumsal hem kültürel hem de hukuksal olarak ilerleme sağlanır. Mesela; adliyede savunma yapıldığı zaman, birçok zaman tercüman olmadığı için savunmalar alınamıyor. O zaman yargılama uzuyor. Bazen de çeviriye iyi bilmeyen tercümanlar geliyor. O zaman da zorluklar yaşanıyor” dedi

Avukat Osman Çelik ise, Kürtçe’nin yargılamalar üzerindeki etkisini şöyle açıkladı: “Kürtçe bilmeyen yaşlılarımız var, insanlarımız var. Onlar mahkemelerde kendilerini çok daha rahat ifade edebilirler. Dolayısıyla hem yargılamalar hem de hukuki değerlendirmeler, kendini rahat ifade edebilen insanların beyanları karşısında daha makul, daha hukuka uygun kararların çıkacağı muhakkaktır.”

Açıklamada imzası bulunan Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren ise, dile yaklaşımın siyaset üstü bir konu olması gerektiğini söyledi. Kürtçe’nin rahatlıkla kullanılmasının, günlük hayatı rahatlatacağını ifade eden Eren, “(Dil) Siyaset üstü bir konu, insani bir konu ama maalesef Türkiye’de her konuda olduğu gibi dil konusunda da politik bir argümana dönüştürülüp bu tür engellemeler konuluyor. Tabelaların Kürtçe olmasının insanların gündelik yaşamını ne kadar kolaylaştırdığını hepimiz biliyoruz. Bu kentte Türkçe bilmeyen yüz binlerce insan var, bunu gözardı etmemeleri gerekiyor. Bir de bir dili yaşatmak lazım” şeklinde konuştu.

Adıyaman, Batman, Bingöl, Bitlis, Tunceli, Diyarbakır, Mardin, Muş, Siirt, Şanlıurfa, Şırnak ve Van Baroları tarafından imzalanan açıklamaya, İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şubesi, Kürt Dili ve Kültürü Ağı Hukuk Masası, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği Diyarbakır Şubesi ile Tahir Elçi insan Hakları Vakfı da destek verdi.

Hukukta Kürtçe

Mahkemelerdeki Kürtçe savunma tartışmaları 2009 yılında yapılan KCK operasyonlarının ardından açılan davalarla gündeme geldi. 152 kişinin yargılandığı KCK Ana Davası, sanıkların Kürtçe savunma talepleri yerine getirilmediği için ilerleyemedi. Bunun üzerine Kürtçe savunma hakkıyla ilgili düzenleme yapıldı.

2013 yılında yapılan düzenlemeyle, dava aşamasında sanıklar, “kendini daha iyi ifade edebileceğini beyan ettiği başka bir dilde” savunma yapabiliyor.

Türkçe bilen bir sanık da, “Ben Kürtçe kendimi daha iyi ifade edebiliyorum” diyerek Kürtçe savunma yapabiliyor. Ancak bu durumda tercüman ücreti devlet tarafından karşılanmıyor ve sanık tarafından ödeniyor. Tercümanlar, adli yargı, adalet komisyonlarınca her yıl düzenlenen listede yer alan kişiler arasından seçiliyor.

Savcılar ve hakimler, bulundukları illerdeki listelerden değil, diğer illerdeki listelerden de tercüman seçebiliyor. Türkçe bilmeyen sanığa tercüman verilmesi hakkı, soruşturma aşamasında dinlenen şüpheli, mağdur veya tanıklara da veriliyor. Bu evrede tercüman, hakim veya savcı tarafından atanıyor.

Düzenleme ilk olarak yine KCK davasında uygulandı. Davanın açılmasından iki yıl sonra Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi, sanıklardan Ali Şimşek’in Kürtçe savunma talebini kabul etti ve tercüman atanmasına karar verdi.

VOA tarafından geçilen Bölge Barolarından Meclis’e ‘Kürtçe’ Çağrısı haberinde ha-ber.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi yoktur. Bölge Barolarından Meclis’e ‘Kürtçe’ Çağrısı haberi web sayfamıza otomatik olarak VOA sitesinden geldiği şekliyle yer almaktadır. Bu alanda yer alan Bölge Barolarından Meclis’e ‘Kürtçe’ Çağrısı haberinin hukuki muhatabı haberi geçen web siteleri ve ajanslardır.

Inal

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.