Berlin Felsefe Akşamları devam ediyor

Yıllar sonra Felsefe Akşamı yeniden Berlin TDU`da yapıldı.  Dr. Ufuk Yaltıraklı ile Felsefe Akşamı “Neden Felsefe” konusu ele alindi.

Neden Felsefe başlığı altında yapılan toplantının giriş konuşmasını TDU Büro Yöneticisi Mümtaz Ergün yaptı.

Ergün Dr. Ufuk Yaltıraklı ile Berlin’de ilk Felsefe Akşam’ının TDU’da 2006 yılında düzenlendiğini, birkaç toplantı sonrası ise kalabalık katılım nedeniyle Tiyatrom salonuna kaydırıldığını söyledi.

Araya Pandemi’nin girmesi ve Tiyatrom binasının tadilatta olması nedeniyle tam 17 sene sonra Felsefe aksamlarının tekrar TDU gerçekleşmesinin gururunu yasadıklarını dile getirdi.

Dr. Ufuk Yaltıraklı’nın bugüne kadar Berlin’de toplam 74 Felsefe akşamı gerçekleştirdiğini belirterek kendisini kutladı.

Bu toplantıların bir kısmının başlık ve içeriğinden örnekler veren Ergün, Dr. Yaltıraklı ’nın Türkiye’de tanındığını felsefe ilgili panel ve toplantılarda da konuşmacı olarak yer aldığını vurguladı.

Dr. Yaltıraklı konuşmasında özetle şunları dile getirdi:

“Kosmos’un sonsuzluğu ve milyonlarca Galaxi’nin varlığı düşünüldüğünde dünyanın küçüklüğü, uzayda bir leke bile olamadığı ve insanın hiçliği anlaşılır. Biz bir hiçten yükseliyoruz. Ancak kosmos insana hiçbir yaratıkta olmayan bir özellik olan, bilgiyi vermiş. Antik felsefe ve eski Yunanlılar kozmosu ve onun gizemini çözmeye çalıştılar. Ölüm korkusu insanların hiç ölmeyecekmiş gibi hikayeler yaratmasına neden oldu. Bu hikayelere ilk darbeyi Antik felsefe vurdu. İkinci darbe Darwin’in Evrim teorisi ile geldi. Üçüncü darbe ise Sigmund Freud’un Bilinçaltını ortaya çıkarması ile oldu.

Felsefe yaşamı sürekli sorgulamak, merak etmek demektir. Bu günlük yasamda sorular anlamında değildir. Yaşamın anlamı üzerine sorulardır. Aklın ve duyguların birlikte sorduğu sorulardır. Felsefi soruların illa cevabı olmak zorunda değildir.

Felsefe bir ormanda yürümeye benzer. Otoban gibi düz değildir. Engebelidir, çeşitli renkleri, temiz havayı, kokuları algılarsınız. Soruların cevabını ideolojilerde ve dinlerde ararsanız, o zaman hayat sizin için bitmiş demektir. Yaşamın gizemi kalmamış, merak kalmamış demektir. İdeolojilere ve dinlere birebir yapışan, mesafe koyamayan insanlar için yaşamın anlamı kalmaz. Yarattığımız hikâyeye yapışırsak, aklımızda ona göre çalışır. Özgürlüğünüz kalmaz. Akılca, kafaca özgür olamazsınız.”

Sorular bölümünden sonra katılımcılar uzun süre kalarak, birbirleriyle sohbet ettiler.

ha-ber.com/Mümtaz Ergün/Berlin