Berlin Antik Antakya Derneği’nden, ‘Antakya Tanıtım ve Kültür Gezisi’

Berlin Antik Antakya Derneği’nden, ‘Antakya Tanıtım ve Kültür Gezisi’

ABONE OL
00:33 - 08/06/2022 00:33
Berlin Antik Antakya Derneği’nden, ‘Antakya Tanıtım ve Kültür Gezisi’
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

2004 yılında Başkent Berlin’de kurulan ‘Antik Antakya Derneği’nin (Förderverein Antikes Antiochia e.V.) 18 yıldan bu yana geleneksel olarak sürdürdüğü Hataylı öğrencilerin eğitimine katkı burslarının dağıtımı ve ‘Antakya Tanıtım ve Kültür Gezisi’ nedeniyle 21-25 Mayıs 2022 günleri arasında düzenlediği 5. günlük ‘Burs Dağıtımı’ ve kültür gezimizin, ilk günü Türk Hava Yolları’nın TK 1722 sefer sayılı uçağıyla saat 11.00 gibi ‘BER Havaalanı’nda başlayan uçak yolculuğumuz, İstanbul üzerinden TK 2270 no.lu uçuşuyla yerel saatle 19.00 gibi Hatay Havaalanı’nda son buldu. Oradan bir kısım Berlinli gezgin SAVON Otel’e (eski sabun fabrikası olduğu için adı sabundan geliyormuş), bir kısmı ise Hatay Müze Oteli’ne dağıtıldıktan sonra; ayni gece geziye katılan 30 kadar konukla, ilk akşam yemeği Melek Konağı Restoran’da yenildi.

Her tarafı tarih kokan, kutsal dinleri içinde barındıran, barış, kardeşlik ve hoşgörü kenti ‘Tüm Zamanların Kenti Hatay’ı gezmek öyle 3-5 gün veya haftayla mümkün değil. Yediklerimizi birkaç örnek dışında anlatacak değilim; gördüklerimi anlatmak için de ne SES Dergisi yeter ne de gazete sayfaları, kitap yazmalı bence!..

22 Mayıs Pazar Günü, Savon Otel’deki kahvaltıdan sonra ilk durağımız, ‘Saint Pierre Mağara Kilisesi’ydi.

Ardından 1936 yılında Fransızlar tarafından kurulan ‘Hatay Arkeoloji Müzesi’ni ziyaretle devam etti gezimiz. Hatay Müzesi anlatmakla, yazmakla olmaz, mutlaka gidip görülmeli. Hatay gezimizde bize mihmandarlık eden, ‘Doğu Akdeniz’in Asi Coğrafyası Samandağ’ adlı kitabında yazarı İsmail Zubari’ye sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.

Ayni gün Musevilere Hristiyan ismin verildiği ‘Habibi Neccar Camii’ni ziyaret ettik. Burası Yahya (Yohanna), Yunus (Pavlus) Hazretleri’nin de yattığı bir mabed. ‘Habibi Neccar’ ilk inanan Hristiyanlardan ama dağda kafası kesildikten sonra buraya kadar gelmiş ve burası ilk önce kiliseymiş ama sonradan kutsal bir Camii’ye çevrilmiş. Gezimize önce arıza yapan otobüsü itmekle (ama itemedik) devam edecektik ama gelen iki minibüsle ve öğlen yemeği yiyeceğimiz yere (Luwi Antakya Restaurant) geldik.

Burada öğlen yemeğimizi yerken, konuğu olduğumuz Antakya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Hikmet Çinçin’in eşi Kadriye hanımın yaş gününü de kutladık ve daha sonra Şadi Asfuroğlu’nun Antakya Cam Evi’ni ve Ahmet Bostancı’nın Mosaik ve Heykel Atölyesi’ni gezerek devam ettik. O günkü ziyaret Harbiye Şelalelerini gezimizden sonra Kule Restaurant’ta (yaklaşık yarım saat elektrik kesildiği için yemeğimize karanlıkta devam etmek zorunda kaldık) yenilen yemekle son buldu.

23 Mayıs 2022 Pazartesi Günü, kahvaltıyla başlayan gezi günü olacaktı ama son anda yapılan değişiklikle ‘Berlin Antik Antakya Derneği’nin Hataylı öğrencilerin eğitimine burs dağıtımı’ bir gün önceye çekilince önce hep birlikte Hatay ili, Defne ilçesi Samandağ mevkiinde yer alan önemli bir erken Hristiyanlık Kilisesi ve Haç Merkezi sayılan ‘Saint Simeon Kilisesi’ ziyaret edildi. Oradan yine Samandağ’daki Musa ile Hızır’ın buluştuğu yer diye bilinen ve Hızır’ın Türbesi ardından Titus’un Tünelleri’ni ziyaret ettik. Dağda verilen kısa bir moladan sonra bölgedeki tek Ermeni köyü olan Vakıflı Surp Astvadzaddin (Meryem Ana) Kilisesi ‘ne yapılan ziyaret sonrası, Hatay’a dönüp ödül törenine katıldık.

24 Mayıs 2022 Salı sabahı, kahvaltıdan sonra ikiye ayrılan gurubun bir kısmı EXPO 21 Fuarı’na (Fuar çok büyük bir alana yayılı olduğu için, Hatay Büyükşehir Belediye (HBB) Başkanı Doç. Dr. Lütfü Savaş özel bir araç tahsis etti, bir kısmı Hatay’ın çok ünlü Uzunçarsı’na gitti. Herkes kendine hediyelik bir şeyler ararken, ben Berlin’deki dostlarıma kentin en ünlülerinden sayılan Künefe ve Kabak tatlısı aradım.

Mevsimi olmadığı için 3 günde bulabildiği 2 kilo tatlıyı getirebildim ancak ama Künefe’yi dönüş yolculuğuma katamadım, zira gezide hepsini ben yiyerek bitirmişim maalesef. Öğlen saat 13.00 gibi yine Savon Otel’de buluşan her iki gurup, buradan Ahmet Şeniz Melek ve Hasan Rüstemoğlu’nun, yaklaşık 4000 dönüm büyüklüğündeki (Suriye sınırına çok yakın, hemen hemen karşı karşıya) ‘Pia KUSER – Kuser Tarım‘ Kayısı Çiftliği’ne hareket etti. Burasının yaklaşık 200 yıl önce kurulan ve atalarından kalma bir çiftlik olduğunu söyleyen Ahmet ve Hasan beyler, “Burada doğal zeytin, şeftali, kayısı, tütün, buğday, biber, pamuk, nar ve nar ekşisi yetiştiriliyor. Yani kısaca burada tarımın her ürünü üretiliyor. “diyorlar.

Gezinin belki de en eğlenceli kısmı burada yaşandı, çiftlikteki görevlilerden Hasan kardeşim, çiftlikte yemek yediğimiz sırada çaldığı darbuka ve yanık sesiyle herkesi ayaklandırdı. Önce hüzünlü ardından çaldığı ve söylediği Türkçe ve Arapça şarkılarla geziye katılan herkesi sadece yerinde oynatmakla kalmadı, onca yorgunluğa rağmen herkes piste koşup, kurtlarını döktü ve tüm gezginler doyasıyla eğlendiler.

Burada kısaca Hatay mutfağının o eşsiz yemeklerini ve mutfağını anmadan geçemeyeceğim. Hatay’daki misafirliğimiz boyunca; 4 akşam ve 3 öğlen yemeği ile 4 sabah kahvaltısına katıldık, yerel yemekler az farklılıklarla hemen hemen ayni idi ve tadına doyum olmuyordu.

Hatay’dan 4 günde 4 kilo alarak döndüm. Hatay mutfağının olmazsa olmazları; ‘Tepsi kebabı, Kağıt kebabı, Biberli ekmek, Zahterli ekmek, Ispanaklı/çökelekli gözleme, Humus, Haydari, Babagannuç, Atom süzme, Ali Nazik, Muhammara, Tuzlu yoğurt, Çökelek (sürk), Carra peyniri, Samandağ domatesi, Samandağ biberi, Belen tavası, Zahter salatası, Zahterli/biberli zeytin salatası, Zengin (bızırgani), Peynirli künefe’ ilk aklıma gelenler. Sanırım bu kadarı yeter!

Aslında daha önce de yazdığım gibi bu geziyi ve Hatay‘ı böyle 950 kelime ile anlatmak mümkün değil.

950 sayfalık bir kitap bile yazsam, ‘Tüm Zamanların Şehri Hatay’ı anlatmaya yetmez. Sadece fırsat bulursanız gidin görün demekle yetineceğim. Davet edilirsem seneye ben yine gideceğim ve daha hazırlıklı olacağım. Beni bu geziye davet eden, ‘Berlin Antik Antakya Derneği‘ Başkanı Nihat Sorgeç’e, Başkan Yardımcısı Hatice Selçuk’a, derneğin saymanı Macit Şahyazıcı’ya, gezi boyunca benden yardımlarını esirgemeyen Patrick Bayer’e, Yeliz Aksoy’a, Nurten Jewabreh’e, Can Aşkın’a, derneğin yönetim kurulu üyelerinden Rainer Fink ve diğer üyelerine, bana gösterdikleri dostlukla geziye katılan; Güllü Aksoy, Alizadeh Katayoun, Aynur Bal, Zeki Çağlar, ha-ber.com’dan gazeteci dostum Sefa Doğanay’a ve eşi Sümeyra hanıma, Dr. Sevim Hoyer, J. Christoph, Hasibe Karakaya, Süreyya Şahyazıcı’ya, Süleyman Selçuk, Birgül Turan ve Nare Yeşilyurt’a yürekten teşekkür ediyorum.

‘Berlin Antik Antakya Derneği’nden Hataylı öğrencilerin eğitimine burs dağıtımı’ ve ‘Antakya Tanıtım ve Kültür Gezisi’ ne yazık ki çok kısa ama muhteşemdi. Hayatımın unutamayacağım sayfalarından birinde saklı tutacağım. Gezimizin son gecesi; BWK Başkanı Nihat Sorgeç ve ATSO Başkanı Hikmet Çinçin’in Hatay ziyaretimizdeki tüm konuklarla oynadığı oyunlar ve attığı göbekler ile ‘Nevzade’Restoran’da yediğimiz akşam yemeği de unutamadıklarım arasında yer alacak.

ha-ber.com/Haber ve Fotoğraflar/Hüseyin İşlek/Antakya

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Inal

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.