0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

NYT’nin haberine göre Rusya ile Ukrayna arasında bir „Arka kapı diplomasi kulisi” de İstanbul’da gerçekleşmiş.

Diplomatlar arka kapılardan girdikleri için gören de olmamış doğal olarak.

Neler mi görüşülmüş ya da konuşulmuş bu arka kapı diplomasisinde?

2022 martının ilk günlerinde, İsviçre’nin iletişim kuruluşu Ringier aracılığıyla Almanya’nın sosyaldemokrat federal eski başbakanı Schröder’e bir öneri gelmiş.

Öneri şu:

“Moskova ile Kiev arasında arabuluculuk yapmak için ne düşünürsünüz?”

Deneyimli siyasetçi Schröder soruya soruyla karşılık vermiş:

“Zelensky yönetimi bu girişimi destekliyor mu, destek güvencesi var mı?”

Kiev’in yanıtı gecikmemiş:

„Milletvekilimiz Rustem Umerov Ukrayna’nın isteklerini ortaya koymak için Schröder’le İstanbul’da buluşmaya hazırdır.”

İkili 7 Mart 2022’de, İstanbul’da bir araya gelmişler.

Görüşme iki saat sürmüş.

Schröder, Rusya Devlet Başkanı Putin’in kendisini arabulucu olarak kabul etmesi için Berlin’deki Rusya Büyükelçiliği’nden güvenilir bir dostunu telefonla aramış.

Burada Putin ve Schröder‘in iki dost olduklarını anımsatalım.

Arabuluculuğa yeşil ışık 10 dakika içinde yanmış.

Rusya’dan 9 Mart 2022’de, İstanbul’a, bir özel jet uçağı gönderilmiş ve Schröder’i Moskova’ya uçurmuş.

Schröder’in iki gün boyunca İstanbul’da ne yaptığı bilinmiyormuş.

Sanırım, İstanbul’da kaldığı iki gün için, bu çok özel VIP konuğa, (Bekir Coşkun huzur içinde uyusun. O; VIP için ÇÜK kısaltmasını kullanırdı.) koruma sağlanmış olmalı.

NYT’a kalırsa; İstanbul’da, bu iki gün içinde, üst düzeyde, bazı görüşmelerin yapıldığı da var sayılıyor.

Yukarıda da belirttiğim gibi, 9 Mart 2022’de Schröder, özel bir uçakla İstanbul’dan alınmış ve Moskova’ya uçurulmuş.

NYT’ye göre, Moskova’da bir devlet başkanı gibi karşılanmış.

Yalnız PCR testinden geçmiş.

Koronavirüs karantina şartı uygulanmamış.

Az sonra Putin’in, ünlü(!), 20 metrelik masasının diğer ucundaymış.

Putin’le bu görüşmesinin ertesi günü Kremlin’in baş görüşmecisi Vladimir Medinsky ve Moskova ile Kiev arasında elçilik yapan oligark Roman Abramovich’le bir araya gelmiş.

Schröder’ ikiliye ilk sözleri; “Ama bu o kadar kolay değil. Açıklığa kavuşturulması gereken birkaç nokta var. “olasıymış.

Ardında Schröder, bir kez daha, İstanbul’a uçası ve 13 Mart 2022’de, Ukraynalı milletvekili Rüstem Umerov’la buluşasıymış.

Putin’in savaşı bitirmekle ilgili, açıklığa kovuşturulmasını istediği şeyleri anlatasıymış Umerov’a.

Bütün bunlar olurken, yani böylesine ünlü bir siyasetçi İstanbul’da süper gizli görüşmeler yürütürken yazılı ve görsel basınımızın bundan hiç haberi olmamış.

Sizce de ilginç değil mi?

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun “Arka kapı diplomasisi sürüyor.” söylemini anımsatmakta yarar var.

Kim bilir başka ne arka kapılar açılmış ve kapanmıştır!

Başka kimler, kimler de devreye girmişlerdir!

Akıllara düşen ve son derece haklı olan soru da şu burada:

Arabulucu olarak neden Schröder’e başvurulmuştu?

Çünkü; unutulmasın, Schröder, Rus gazını Almanya’ya akıtan Kuzey Akım 1 ve Kuzey Akım 2 boru hatları projelerinin gerçekleşmesinde büyük katkısı olan Federal Almanya Eski Başbakanıdır .

Bu projelerin ve özellikle Kuzey Akım 2 boru hattının tamamlanmasında bir sonraki Federal başbakan Merkel de önemli katkılarda bulunmuştur.

Almanya’da hiçbir siyasetçi, iş insanı, gazeteci, düşünce önderinin bu projelere karşı bir tavrı da yoktur.

Çünkü; bu politika bir devlet politikasıdır Almanya’da.

Almanya; Rusya’ya, her gün 220 milyon dolar enerji faturası ödemektedir.

Bu ödemeler yapılırken “Rusya’nın bu gelire bağımlı olacağı, Avrupa’ya daha da yakınlaşacağı” düşünülmektedir o günlerde.

Sonuçta Putin; 2001 yılında Alman milletvekillerine, Doğu Almanya’daki casusluk yıllarından beri iyi bildiği, Almancayla seslenir:

Rusya’yı “Hedefi istikrarlı barış olan dost bir Avrupa ülkesi” olarak tanımlar.

Bingo!…

Putin’i ayakta alkışlayanlar arasında Schröder’in yanı sıra halefi Merkel de vardır.

Almanya’da; salt Almanya’da da değil, bütün Avrupa’da “Yeni bir çağ gibi… Vladivostok’tan Lizbon’a Avrupa evi…” rüzgârı esmektedir o günlerde.

Doğu ve Batı Almanya’nın birleşmesi için Rusya’dan yeşil ışık yanmasının bir nedeni de “Almanya’nın ve bütün Avrupa’nın Rus enerjisi ve madenlerine olan bağımlılıklarıdır.”

Şansölyelik yıllarında Schröder’le Putin arkadaş(!) olmuşlardı.

Schröder seçimi kaybettikten sonra 9 Aralık 2005 gecesi Putin,in onu, cep telefondan aradığını ve Kuzey Akım projesinin başına geçmesini istediğini bilmeyen yoktur sanıyorum.

Schröder bu öneriyi kabul eder ve kendisini, “Şansölyelikten sonra avukat büromu açıp kira ya da boşanma davalarıyla uğraşamazdım.” sözleriyle savunur.

Biz; bu savunmaya, „Özürü kabahatinden büyük!“ de diyebiliriz elbette.

Ayda 9 000, 00  Euro’luk emekli maaşının yanı sıra, ayda 50 000, 00 Dolar da Rus enerji devinden…

Bu nedenle olacak, Putin’le  Schröder arasında gerçek bir dostluk(!) var.

“İnsanların Putin’le ilgili sahip olduğu imaj gerçeğin sadece yarısı”  da Schröder‘den.

Gözünü sevdiğim Sipali; sen nelere kâdirsin!

Almanya onu; „Şansölyelik itibarından yararlanarak kendini Rus çıkarlarıyla zenginleşmiş” olmakla suçluyor.  “Hannover fahri hemşehriliğinden çıkarılması ve  6 yaşından beri desteklediği futbol kulübü Borussia Dortmund üyeliğinin iptali” de bu tepkileri destekleyen birer örnektir.

Kendi partisi SPD – Sosyaldemokrat Parti Almanya; “Sınır dışı edilmesi çağrıları” yapıyor.

“Rus şirketlerinden istifa etmesi” için baskı yapılıyor.

Ama; o, “Barış için Putin üzerinde etkili kişi olmasının önemini” vurgulamayı sürdürüyor.

Sahradır ne denli önemli ne denli ÇÜK olduğunu savunadursun, Putin bildiğini okuyor.

Birkaç bin Euro ve Dolar uğruna ne güneşler batıyor!…