ANTİOKSİDANLAR VE MEME KANSERİ

ABONE OL
11:43 - 23/10/2020 11:43
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Modern tıptaki gelişmeler sayesinde, son yıllarda meme kanseri iyileşme olasılığı önemli ölçüde artmıştır. Klasik tıbbın yanı sıra, sağkalımı ve hastaların yaşam kalitesini daha da arttırmak için başka alanlarda da araştırmalar yapılmaktadır. Bu bağlamda sağlıklı beslenme ve değişik besin takviyeleri özellikle ilgi çekicidir. Ancak, yeni çalışmalarda genellikle gıda kimyasal harikası „silahlar“ olarak da tanımlanan antioksidanların meme kanseri tedavisinin etkinliğini azaltabileceğini göstermektedir.

Meme kanseri, Almanya’da kadınlarda en sık görülen kanserdir ve her yıl 70.000’den fazla kadın (ve yaklaşık 700 erkek) meme kanserine yakalanmaktadır. Cerrahiye ek olarak, hastaların çoğunda iyileşme şansını arttırmada büyük rol oynayan modern radyoterapiyi (hormonlu, kemo veya diğer ilaç tedavileri ile birlikte) kullanılmaktadır. Günümüzde meme kanserinde tedavi sonrasında 5 yıllık sağkalım oranı % 88, 10 yıllık sağkalım oranı ise % 82’dir. Geleneksel tıbbın yanı sıra, hastaların yaşamlarını daha da iyileştirmek için diğer alanlarda da araştırmalar yapılmaktadır. Besin takviyeleri, vitamin (C ve E gibi), antioksidanlar, mineraller (çinko ve selenyum gibi) ve bitkisel besleyiciler (örneğin Karotenoidler, flavonoidler, saponinler). Antioksidanlar (aynı zamanda radikal temizleyicileri de denilebilinir), hücrelerimizi serbest radikal hasarlarından korudukları için mucizevi gıdasal bir silah olarak da bilinir. Serbest radikaller normal metabolik işlemlerde atık ürünler olarak üretilir ve hücrelere zarar veren moleküllerdir. Onların oluşumu kaçınılmazdır, ancak vücudun antioksidan mekanizmaları vardır. Bununla birlikte bazı durumlarda, örneğin stres, sigara dumanı, yetersiz beslenme, aşırı güneşlenme, çevresel toksinler ve diğer çevresel faktörler gibi saldırgan radikal bileşiklerin oluşumunu arttırır.

Vücudun artık yeterince emeyeceği fazla miktarda serbest radikal hücre stresine neden olur, yani moleküller, proteinler ve DNA gittikçe artan şekilde oksitlenir ve fonksiyonlarında bozulmaya başlar. Bu nedenle, oksidatif stres birçok hastalık ve rahatsızlıkla da ilişkilidir. Bu özellikle kan damarlarının ve kardiyovasküler sistemin, cildin (kollajen tahribi), gözlerin ve eklemlerin yaşlanması ve hasar görmesi ile ilgilidir. Serbest radikallerin kanserojen etkisi de vardır. Antioksidanlar açısından zengin olan sağlıklı bir diyet, bu nedenle, prensipte, kanserin gelişimini önler. Bununla birlikte, antioksidan takviyesinin, özellikle tedavi sırasında, tartışmalıdır. Resmi tavsiyelere göre radyasyon ve / veya kemoterapi sırasında antioksidanlardan mümkün olduğunca kaçınılması gerektiğidir; çünkü antioksidanlar hem sağlıklı hücrelere hem de kanser hücrelerine zarar gelmesini önleyerek kanser tedavisinin etkilerini azaltabilir.

Almanya’dan [1] yeni bir çalışma bu uyarıları şimdi doğruladı. MARIE çalışması (“Mamma Karsinomu Risk Faktörü Araştırması”), metastatik olmayan meme kanseri olan 2223 menopoz sonrası kadından elde edilen verileri değerlendirmiştir. Kanser tedavisi (radyasyon veya kimyasal tedavi) sürecinde antioksidan alımına devam edilmesi durumunda ölüm oranları 1,6 kat ve tedavi sonrası da kanserin yeniden oluşumu (residiv) 1,8 daha artmaktadır.

Alman Radyasyon Onkolojisi Derneği (DEGRO) sözcüsü Prof. Stephanie E. Combs sorunu şu şekilde özetlemektedir: “Antioksidanlar, oksidasyon işlemlerini engeller ve böylece radyasyon ve / veya kemoterapiyle elde edilmek istenen olumlu tedavi sürecine zarar verebileceği kanıtlanmıştır.” Tüm risklerden kaçınmak için tedaviyi yürüten onkologla diyet ve özel besin /vitamin takviyesi hakkında konuşmalısınız. “Kusma veya mukozal inflamasyon gibi tedaviyle gelen yan etkiler bazı besin maddelerinin eksikliğine ve hastanın yetersiz beslenmesine yol açabilir. Bununla birlikte, böyle bir eksiklik doktorların tavsiyesi doğrultusunda teşhis edilebilir ve düzeltilebilir” diye açıklıyor Prof. Combs. DEGRO Başkanı (Düsseldorf) Prof. Dr. Wilfried Budach da şunları ekliyor: “Elbette, kanser hastalarına meyve ve sebzeler, yumurtalar, süt ürünleri, et ve balık içeren ve doğal antioksidanlar içeren çeşitli, dengeli bir diyet önerilir. Bununla birlikte, diyet takviyesi şeklinde oldukça konsantre antioksidanlar almamalarını tavsiye ediyoruz. ”

[1] Jung AY, Cai X, Thoene K et al. Antioxidant supplementation and breast cancer prognosis in postmenopausal women undergoing chemotherapy and radiation therapy. Am J Clin Nutr 2019 Jan; 109(1): 69-78.

Dr. Ali Sak

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.