ALMANYA´DA SEÇİM SÜRECİ (3)

ABONE OL
16:37 - 04/02/2023 16:37
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Frankfurt’ta gerçekleştirilecek belediye başkanlığı seçimi sadece bu kenti değil tüm Almanya’yı ilgilendiriyor. Yarış, Hıristiyan demokratlarla Yeşillerin Alman adayları arasında olacak muhtemelen.

Almanya’da seçim süreci-3

 (Fotoğraf: AA)

Frankfurt, Almanya’nın en önemli metropollerinden. Başkent Berlin’den sonra en önemlisi denebilir.

Bu kentte 750 bin civarında insanın yaşadığını ilk kez duyanlar, onu nüfusu itibarıyla dünyadaki diğer büyükşehirlerin yanında adeta bir kasaba gibi görebilirler. Merkezinde Frankfurt’un yer aldığı Rhein Main Metropol Bölgesi açısından bile bu durum geçerli. Çevresindeki küçük büyük kent ve kasabalarla toplum nüfus altı milyonu bile bulmuyor.

ALMANYA’YI İLGİLENDİRİYOR

Kimileri nüfusu itibarıyla Almanya’nın beşinci büyük şehri olan Frankfurt’u, ülkenin gizli (ya da ikinci) başkenti olarak kabul ediyor. Ortaçağ döneminde zaman zaman fiilen “imparatorluk başkenti” statüsünü de almıştı zaten. Almanların ilk parlamentosu burada toplandı, ilk anayasası burada hazırlandı. II. Dünya Savaşı’nda neredeyse yerle bir olan Almanya’nın batısında kapitalist sistemle bütünleşmiş bir cumhuriyeti kurma çalışmaları devam ederken, Almanların tarihsel başkenti Berlin’in büyük bölümü sosyalistlerin kontrolünde olduğu için (geçici) başkent arayışlarında, listenin en başında yine Frankfurt vardı.
O nedenle Frankfurt’ta gerçekleştirilecek büyükşehir belediye başkanlığı seçimi, sadece bu kenti değil, tüm Almanya’yı ilgilendiriyor.

Göçmenleri de ve onlar arasındaki Türkiye kökenlileri de çok ilgilendiriyor. Çünkü nüfusunun büyük bir bölümü (yüzde 50’nin üstünde) göçmen kökenli. Dünyanın dört bir köşesinden, 100’ü aşkın ülkeden insanlar, kimi kendi göçmen kimlikleriyle, kimi Alman vatandaşı olarak Frankfurt’ta yaşıyor. Kentin bu çok renkli, çok kültürlü zenginliği çocuklar sözkonusu olduğunda da da belirgin, yeni doğan çocukların yüzde 70’inden fazlasının ya annesi, ya babası, ya da her ikisi birden göçmen kökenli…

Bu durum kent yönetimine de yansıyor. Yıllardır il genel meclisinde, siyasi partilerde, uluslarası şirketlerde, kamu kuruluşlarında çok sayıda göçmen kökenli politikacı Frankfurt’un siyasal, sosyal, kültürel, ekonomik yaşamında etkin konumdalar.

SEÇİM 5 MART’TA

5 Mart Pazar günü gerçekleştirilecek büyükşehir belediye başkanlığı seçimi için partilerden ya da bağımsız olarak aday olan 20 politikacının beşi de göçmen kökenli örneğin. Bunlardan sadece birinin, SPD’nin (Almanya Sosyal Demokrat Partisi) adayının kazanma şansı var, ancak seçmenlerin karşına çıkan adayların yüzde 25’inin göçmen kökenli olması, bu kentin dokularındaki “çok kültürlülüğün” bir göstergesi olarak görülebilir.

Aslında Frankfurt bundan sonraki Büyükşehir Belediye Başkanı’nı gelecek yıl seçecekti. Ancak bu seçim, uzunca bir dönem “Türklerin eniştesi” olarak bilinen eski Başkan Peter Feldmann’ın halk oylamasıyla görevinden alınması üzerine bir yıl önceye alındı. Seçmenlerin çoğunluğunun desteğini alarak iki kez büyük bir başarıyla bu göreve seçilen Feldmann, bir süredir nüfuzunu kişisel çıkarları için kullanmakla suçlanıyordu. Hatta sözkonusu halk oylaması sürecinde açılan ve oylamadan bir süre sonra sonuçlanan ceza davasında da suçlu bulunmuştu. Görevi süresince sadece eşinin Türkiye kökenli olması dolayısıyla değil, uzun yıllardan bu yana göçmenlerle, özellikle de Türkler’le sıcak ilişkiler geliştirmesi, kentin çok kültürlülüğünü bir zenginlik olarak görmesi, koruması ve geliştirmeye çalışması nedeniyle de “sevilen ve sayılan” bir politikacı olan Feldman’ı devirmek için yürütülen kampanyayı bu köşede ayrıntılı olarak ele almıştık.

almanya-da-secim-sureci-3-1122147-1.

GERİ DÖNME ŞANSI YOK

Kuşkusuz insan olarak onun da hataları olmuştu. Ancak bu sürecin en önemli yanı şuydu: Yargılanırken, hakkında kesinleşmiş bir mahkeme kararı olmamasına rağmen hangi kaynaklardan finanse edildiği henüz ortaya çıkarılmamış olan bir kampanya sonucu hem halk oylamasını, hem de mahkemeyi kaybetmişti. Mahkeme kararı kesinleşmedi, temyizde. Birçok hukukçu ve gözlemci – bu satırların yazarı da onlar arasında yer alıyor – bu davanın eski başkan lehine beraatle sonuçlanabileceğine işaret ediyor.

Ama bu arada gerçekleştirilen halk oylamasının sonuçları kesin. Yani sonunda beraat etse de, son seçimde oyların yüzde 70’inden fazlasını alarak seçildiği makamına geri dönme şansı yok.

Frankfurt’u şu anda – geçici olarak – göçmen kökenli bir politikacı, Yeşiller’den

Nargess Eskandari-Grünberg yönetiyor ara dönem büyük şehir belediye başkanı olarak.

Onun yerine yüzde 25’i göçmen kökenli olan 20 aday yarışıyor.

Onların içinde sadece sosyal demokratların adayı Mike Josef’in (Suriye – Kamışlı kökenli) kazanma şansı olabilir.

Yarış Hıristiyan demokratlarla Yeşillerin Alman adayları arasında olacak muhtemelen.

***

Seçilme şansı yok, ama adaylar arasında bir Türkiye kökenli politikacı var. Liberallerin partisi FDP’nin (Hür Demokrat Parti) adayı Yankı Pürsün (50), hem Frankfurt İl Genel Meclisi ve hem de Hessen Eyalet Meclisi’ne seçilmiş olan bir milletvekili. Kamuoyu onu eski Başkan Feldmann’a yönelik ısrarlı mücadelesi dolayısıyla tanımıştı. Türkler yakın, kendisini her fırsatta “Türklerin eniştesi” olarak tanıtan, Türklerle ilgili çalışmaları nedeniyle (örneğin Frankfurt’un Türkçe-Almanca iki dilli ilk çocuk yuvası onun çabalarıyla açılmıştı) Feldmann’a karşı kampanyanın en önünde yer alan bir politikacının da Türkiye kökenli olması oldukça ilginçti. Böylece sözkonusu kampanyanın arkasındaki Türk, Yahudi ve sol düşmanlığının üzeri örtülmüş oldu.

SPD’nin adayı Mike Josef’in (40) az da olsa seçilme şansı var. Eşi de Yunanistan kökenli olan Josef, Suriye Kamışlı’dan Almanya’ya sığınmış Suriyeli Hıristiyan bir aileden geliyor. Frankfurt’a üniversite öğrenimi için gelmiş ve kalmış. Peter Feldmann’ın yakın desteğiyle kısa zamanda SPD’nin Frankfurt İl Başkanlığı’na yükselen ve belediye başkanlığına adaylığını koyması nedeniyle bu görevini bırakan Josef, aynı zamanda – yine Feldmann sayesinde – büyük şehir yönetiminin, büyük şehir belediye başkanlığından sonraki en önemli makam olarak kabul edilen “şehir planlaması, konut, spor alanlarından sorumlu encümen” olarak görev yapıyor. Feldamm’la ilgili suçlamalar ortaya çıktıktan sonra ona sırtını dönen, partinin desteğini çekmesinde birinci derecede rol oynayan Josef’in programı da göçmenlere hayatın her alanında eşitlik temelinde bir yaşamı öngören hedefler içeriyor. Feldmann’a karşı kampanya sürecinde “Brutus” rolünü üstlenmesinin SPD’nin tabanında ve özellikle de Türkiye kökenli toplumda bıraktığı izlerin sandığa nasıl yansıyacağını göreceğiz. Bu arada Josef’in SPD il başkanlığında halefi olduğu, önümüzdeki seçimde de selefi olmayı hedeflediği Feldmann ise dün 50 yıldır üyesi olduğu partisinden istifa edeceğini açıkladı. İstifa gerekçelerini açıklarken partinin il yönetimine yönelttiği suçlamalar, Josef’i zorlu bir sürecin beklediğini gösteriyor.

Frankfurt’ta şu anda en güçlü parti Yeşiller ve onların da başkanlık yarışına aralarından göçmen kökenli bir poliikacıyı göndermeleri mümkündü. Ama yapmadılar. Halbuki hem şu anda geçici olarak büyük şehir belediye başkanlığı görevini yürüten İran doğumlu Nargess Eskandari-Grüngberg’in (58), hem de “Frankfurt’un birinci vatandaşı” olarak tanımlanan şehir meclisinin (İl Genel Meclisi) başkanı, Türkiye doğumlu Hilime Arslaner’in (52) bu göreve aday oldukları biliyordu ve aday belirleme sürecinde karar partinin kent örgütü üyelerine bırakılsaydı, ikisinden birinin aday olacağı kesindi. Ancak partinin üst düzey yöneticileri, seçimi kazanma şansının çok yüksek olduğu bu sürecin yönetimini onlara bırakmadı ve buraya Berlin’den bir atama yaptı. 2017’den beri Federal Meclis’te milletvekili olan ve adaylığı kesinleşinceye kadar da başında Cem Özdemir’in bulunduğu Federal Gıda ve Tarım Bakanlığı’nda parlamenter müsteşar olarak görev yapıyordu.

Sol Parti’nin sempatik adayı Daniela Mehler-Würzbach’ın (48) da diğer adaylar gibi seçilme şansı yok, ama bundan önce olduğu bu seçim sürecini özellikle sosyal adalet, toplu konut ve ekolojik yeniden yapılanma ağırlı hedefleri kamuoyunun gündemine getirmeye çalışıyor.
Daha önce belirttiğimiz gibi seçim yarış merkez sağdaki CDU’nun (Hıristiyan Demokrat Birlik), Yeşiller’in ve şansı fazla olmasa da SPD’nin adayı arasında olacak esas olarak.

CDU’nun adayı Uwe Becker (53) ise uzun bir süre eski Başkan Peter Feldmann döneminde başkan yardımcılığı ya da spor, sosyal ve mali işlerden sorumlu encümen olarak görev yaptı. Bir süredir Hessen hükümetinde müsteşarlık yapan Becker, göçmenlerle biraraya geldiğinde sosyal demokratların ya da yeşillerin argumanlarını kullanmaya özen gösteriyor. Frankfurt gibi çok kültürlü bir kentte seçim başarısı için bunun gerekli olduğunu biliyor.
Almanya’da bu yıl üç mayıs ve ekim aylarında da üç eyalette (Bremen, Bavyera ve Hessen) eyalet meclisleri için seçim olacak.

Nasıl merkezi hükümetin politikaları, bu seçimlerin sonuçlarını etkiliyorsa, özellikle en büyük eyaletlerden Bavyera ve Hessen’deki sonuçların da ülke geneline, özellikle yasama süreçlerine büyük etkisi olacak.

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.