AL SANA DARBE!

ABONE OL
11:26 - 23/10/2020 11:26
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

AKP-MHP koalisyonunun DARBE çığlıkları atmasını CHP kendine yorumlayarak

Safça bir tepkiyle; ‘’CHP, Belediye zabıtaları ile mi darbe yapacak?’’ Diye tiye almıştı.

Bahçeli’nin seçim yok demesine rağmen seçim yasalarının değiştirilmesi için ortaya çıkmasına kimse bir anlam verememişti. (*1)

Bahçeli’nin geçmişini bilenler bile, bunun altından bir çapanoğlunun çıkacağını düşünemediler.

MHP’nin kurucu Genel Başkanı Alparslan Türkeş’in, yazılı mektubuyla Bahçeli’nin MİT ajanı olduğunu birkaç kişiye açıklamıştı. Bahçeli’nin ajanlığı deşifre olması   2018 yılına kadar gizlenmişti.

‘’15 Temmuz 2016 FETÖ Kontrollü Darbesini’’ fırsata çeviren Erdoğan: ‘’Darbe böyle yapılır!’’ Diyerek gerçekleştirdiği Temmuz Darbesini, CHP kurmayları fark ettiğinde de ‘’atı alan Üsküdar’ı geçmişti.’’

Bahçeli-Erdoğan ikilisinin talimatı, Erdoğan’ın atadığı Fuat Oktay’ın yazılı emriyle; 4 Haziran 2020 de;

CHP’den Enis Berberoğlu, HDP’den Leyla Güven ve Musa Farisoğulları’nın milletvekilliklerinin düşürülerek halk iradesine 2.Darbe gerçekleştirildi.

AKP- MHP Koalisyonunun artık halk iradesiyle bir daha iktidar olamayacağı, önce yerel seçimlerde daha sonra salgın döneminde daha belirgin olunca, Bahçeli ve Erdoğan ‘’Ne pahasına olursa olsun iktidarda kalmak’’ için her türlü yasadışı, demokrasi dışı yöntemlere başvurmayı seçtiler.

Mal varlığı üzerinden şantaj uygulayarak Erdoğan’a diz çöktüren Trump’a   karşı ABD’de başlayıp, dünyaya yayılan başkaldırıların Türkiye’ye sıçraması korkusu ile her şeyi göze aldılar.

CHP ve HDP’yi hedef alarak İYİ Parti ve Saadet Partinin oluşturduğu Millet İttifakını bozarak iktidarlarını sürdürmek için her türlü yasadışı, anayasa dışı yollara sapacağını gösterdi.

Gerçekten de Erdoğan-Bahçeli ikilisinin, günlerdir bazı denemeler yapacağının sinyallerini veriyordu.

Muhalefet, hatta -robotik el kaldır-el indir-komutuna uyarlanmış AKP-MHP milletvekillerinin bile bu darbeden haberleri yoktu.

Muhalefet ve iktidar, bekçi yasasına odaklanmışken Bahçeli ve Erdoğan’ın bu hamlesi ani oldu.

CHP’nin tepkisine, Millet İttifakının İYİ Parti ve Saadet Partisi seyirci kaldı.

İYİ Parti ve SADET PARTİSİ, Yerel seçimlerde Erdoğan ve Bahçeli’nin gerektiğinde her türlü değerleri kendi bekaları için çiğnediğini yaşayarak gördüler.

Erdoğan ve Bahçeli, Abdullah Öcalan’ı devreye sokup, Kırmızı Bültenle aranan Osman Öcalan’ı TRT’ye çıkarıp HDP’lilere ve Kürt seçmenine Millet İttifakına oy vermemesini söylettiler.

Bahçeli, Apo’nun mektubunu Bayrak yapmasına, rağmen ne HDP ne de Kürt vatandaşlar umursadı.

HDP yönetimi Türkiye Partisi olmayı hedeflemişti.

Oylarını Millet İttifakı’na vererek Erdoğan-Bahçeli tuzağına düşmediler.

Elbette HDP içinde PKK yanlısı kişiler vardı. İYİ Parti içinde Bahçeli yanlısı olduğu gibi…

Muhalefet, HDP’yi PKK ile olarak görürlerse, HDP-AKP’ye kayabilir.

Bu durumda kaybeden Türkiye olur…

Siyaset yapan, hele siyasete yön verme konumunda olan kişiler uzgörü yetisine sahip olmalıdır.

Bu yeti demokrasiyi özümsemiş siyaset önderleri için önemli bir yol göstericidir.

2000’ li yıllarda CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, eğer ABD’nin isteğiyle muhtar bile olamayacakken, Erdoğan’ı demokratlık ayaklarıyla Anayasayı değiştirecek kadar ona bu günlere gelmesine yardım ettiyse bu bir ihanettir.

Ya da Erdoğan’ı gözüne kestirip onu kısa sürede siyaset meydanında kolayca yeneceğine inanarak yaptıysa, bu Baykal’ın uzgörü yoksunu bir siyasetçi olduğunu gösterir.

ABD, birini, bir ülkenin sistemini değiştirmek için seçtiyse tüm alt yapısını ve o ülke içindeki ittifaklarını hazırlar. (Bahçeli-Fetö- PKK Medya Sermaye ve Şeri Devlet özlemcisi tarikatlar gibi)

Kılıçdaroğlu ise, liderlerde olması gereken uzgörü ilkesini umursamayıp, sanki demokrasinin tüm kurallarının işlediği yanılgısına düşerek Cumhurbaşkanlığı adaylığına Bahçeli’nin oyununa gelerek Laik Cumhuriyet karşıtı Ekmeleddin’i aday göstermesine karşı çıkan partilere aldırmayıp, kendi üslubuna uymayan bir tavırla ‘’tıpış tıpış oy vereceksiniz!’’ Gafı ile Cumhurbaşkanlığını Erdoğan’a ikram etti.

Hatta karşı düşüncede olan milletvekillerini bir daha aday göstermedi.

Bu yanlıştan ders çıkarmayan Kılıçdaroğlu, 2016 yılında milletvekilliği dokunulmazlığını kaldırmak için Anayasaya aykırı geçici 20. Maddesi için, tüm hukukçuların ve CHP milletvekillerinin karşı çıkmasına rağmen destek vermesi ile yine daha ağır bir yanlışı yaparak birçok seçilmiş milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasına ve tutuklanmalarına yardımcı olmuştur…

Yine bu Anayasa değişikliğine karşı çıkan milletvekilleri Kılıçdaroğlu tarafından saf dışı bırakıldı.

Umarız CHP ve Kılıçdaroğlu: Yasama-Yürütmenin işlevsizleşerek sadece AKP Genel Başkanı’nın keyfine göre yönetilmesine, Yargının AKP Genel Başkanının buyruklarına göre hükümler vermesine

Grup toplantılarında, parti toplantılarında dert yanarak, kendi taraftarlarına nutuklar atarak değil, Anayasada, yasalarda henüz ortadan kaldırılmamış ilkeleri doğrultusunda direnme hakkını kullanarak milletle ülkeye sahip çıkmak kararlılığını gösterir.

Bugün Milletvekilleri, yarın analarının ak sütü gibi halkın oylarıyla seçilen Belediye Başkanları

Sıra parti yöneticilerine ve Genel Başkanlara gelecek

Sonra sizinle yürüyecek kimseyi bulamayacaksınız

Hangi siyasi görüşte olursanız olun, fark etmeyecek

Ya biat edeceksiniz ya da bertaraf olacaksınız

Ya da baskı nerden gelirse gelsin söz konusu vatansa….

Diyerek meydanlara çıkacaksınız!

Yıldız AKALIN

(*1) Zaman zaman Bahçeli’nin Erdoğan’la birbirlerine normal siyasetle bağdaşmayan yüz kızartıcı hakaretlerinin aslında gizli görevin kamuflajından başka bir şey olmadığı birçok örnekte görülmüştü. Bahçeli’nin başbakan yardımcısı olduğu DSP-MHP-ANAP koalisyonunu bozmasının nedeni:

Beyaz Sarayca görevlendirilmiş Tayyip Erdoğan’ın önündeki, Ecevit engelini ortadan kaldırmaktı.

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.