AKLIN ARKASINDAKİ KRALLIK : “AMERİKA”…

ABONE OL
14:18 - 17/01/2021 14:18
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Freud: “Aklın arkasında; akıl dışının krallığı vardır” demiş.

Bu sözü ile adeta Amerika’nın bugün içine düştüğü durumu özetliyor.

Amerikan hayranı olanlara önce şunu hatırlatalım.

Kongre baskınındaki boynuzlu, bizon kürklü zatı muhterem; hiç te öyle Kızılderili falan değil. Bu taşralı guruba “Redneck” diyorlar. Türkçe anlamı Kırmızı enseliler, Kızılderililer değil… Bu ifade Amerika’da cahil, yoksul, bütün gün açık havada, güneş altında çalışan çiftçiler ve hayvancılıkla uğraşan kesim için kullanılır.

Katolik ve Anglikan klisesi ile kavgaları vardır. Presbiteryenler, her hangi bir dine mensup olmayanlar, deist olanlar, şamanlar grubu, toprak tanrıcılar çoğunluktadır. Uzun yıllar kırmızı bir fular kullanmışlar ve kendilerini toplumun diğer üyelerinden daha güçlü gördüklerini çıkardıkları kavgalarda, toplu direnişlerde göstermişlerdir.

Ve ne yazık ki Amerikan halkının çoğunluğu olup, eski başkan Donald amcanın üzerlerinde çok hakkı vardır. Onun bir sözü ile ölür, bir sözü ile yürür, bir sözü ile dururlar. Hollywood filmlerinin kahramanlarına özenirler. Büyük bıçakları, büyük otomobilleri, büyük ve altın kaplı silahları vardır. Çoğu ilk basamak okulu mezunudur. Hepsi farklı ülkelerden gelip yerleşmiş olmalarına rağmen yeni yabancılara tahammülleri yoktur.

Kısacası Amerikan Magandalarıdır.

***

Gelelim işin başka tarafına… Seçim sonuçlarının yüklendiği ve açıklandığı bilgisayar programının kurbanı olduğunu söyleyen eski başkanın danışmanları; yeni başkanı oyları çalmakla, seçim sonuçları ile oynamakla suçladılar.

Eh, bu söylemler bizim için pek yabancı değil…

Acaba biz seçim sonuçlarının izlendiği programı nereden almıştık?

Amerika gibi çok uluslu insanlar topluluğunun, zır cahil kesiminin siyasi bir söylem ile bir araya gelip senato binasına yürümesi ve bunun nasıl gerçekleştiği sorusu; sosyal bilimcileri pek meşgul etmeyecektir. Olsa, olsa cehaletin insanları nasıl ruh hastası yaptığını gösterecektir.

Hepsinin kendi yaşam ve çeşitli özelliklerine göre kanun ve kuralları olan eyaletlerin birleşmesi sonucu oluşmuş bir ülkede; neyin kavgasının yapıldığı, daha doğrusu olayların gerisinde nasıl bir planlayıcının yer aldığı; katılanların çıkarlarının ne olduğu henüz net değil.

Kendilerini çok aklı başında ve refah düzeyi yüksek bir topluluk olarak gören ve Dünya’ya yukarıdan bakan insanları çıldırtan şey cehaletin ortaya çıkmış olmasıdır. Amerikan haber alma teşkilatı bütün dünyada olan bitenden böylesine istihbarat alırken, dünyanın dört bir tarafında çeşitli provokasyonlar ile uğraşırken acaba kendi ülkesini ihmal mi etmiştir?

Ya da olay mevcut başkanı itibarsızlaştırmak ve yeni başkanı ön plana çıkartmak için diğer ülkelerde tezgâhladıkları gibi bir komplo teorisinin hayata geçirilmesi miydi?

Bugüne kadar siyah-beyaz demeden pek çok başkanı bağrına basan Amerikan toplumuna ne olmuştu da böylesine radikal bir başkanın seçilmesine izin vermiş, böyle bir eyleme soyunacaklarını göz ardı etmişti?

Bütün bu soruların cevabını basına sunulacak önceden kurgulanmış materyaller cevaplandıracak. Tabii, yerseniz…

Kimse kabul etmese de, Amerika’nın arkasında bir gizli Amerika olduğu, bu hezeyanın sonucunun da ortaya çıktığını düşünmeliyiz.

Tıpkı aklın arkasında akıldışı krallığın egemenliğinin var olduğu gibi…

***

Bugün bile ikiz kuleler ve pentagona düzenlenen saldırıların altındaki gizli güç henüz bulunamadı. Bütün suçlamalar İslami terör örgütleri olarak gösterilen kişi ve ülkelere atılı olarak kaldı. Bu saldırıları düzenleyenlerin sırf İslam düşmanlığını yaymak adına bu işi yapmadıklarını şimdi tüm Amerikan halkı biliyor…

Biliyor ama akıllarına gelen ihtimalleri de göz ardı ediyor. Yani; olayın üstünü hep birlikte örtüyor, delilleri görmezlikten, söylenenleri duymazlıktan, gerçekleri bilmezlikten geliyorlar. Çünkü yapabilecekleri çok fazla bir şey yok.

Hollywood’un ürettiği filmlerdeki polisiye diziler, ülke insanını oldukça rahatsız ediyor. Dünya lideri imajının sarsıldığını düşünüyorlar. Hiç biri gördükleri o sahnelerdeki gibi bir gece kapıları kırılarak uyanmak ve nezarete alınmak, baskı altında sorgulanmak istemiyorlar. Her hangi bir nedenle rahatsız oldukları konuları polise aktarmak, yorum yapmak, taraf olmak istemiyorlar.

Kısacası, “Amerikan Rüyası” onlar için de sona erdi.

Amerikan başkentinin bile güvenli olmadığı son olaylar ile daha bariz ortaya çıktı.

Ne dersiniz?

Vandallar; bir zamanlar Amerika’nın gerçek sahipleri olan, toprak ve altınları için ve katledilen Kızılderililerin ve yerli halkın intikamını mı alıyor?

Çünkü Amerika hiçbir zaman eski Amerika olamayacak…

Taner TÜMERDİRİM

[email protected]

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.