AKLI KULLANMAK BU KADAR MI ZOR

ABONE OL
11:27 - 23/10/2020 11:27
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Yapılan işlerden birini de zamanında ve gereğince yapmak bu kadar mı zor?

Günlerce pek çok kişi dile getirdi ama her konuda olduğu gibi ciddiye alınmadı. Konu da cami olunca, söyleyenler din düşmanı gibi algılandı!..

Oysa her yerde, özellikle de kalabalık yerlerde virüsün bulaşma tehlikesi varken, camilerde olamazmış gibi davranılması çok yanlıştı.

Pek çok ilde, camilerin de dezenfekte edildiği haber ve görüntüleri servis edilip duruldu. Hatta Diyanet İşleri Başkanının Cuma namazı kıldıracağı haberi duyuruldu. Bu bir nevi, sakıncası olsa, Başkan namaz kıldırmaya gelmez mesajı vermek, dolayısıyla cami cemaatini kaybetmemek amaçlıydı. Zaten daha önce, Coronadan ölenlerin de şehit olacağı söylemleri dolaşmaya başlamıştı. Lafla da olsa meraklıyızdır da şehit olmaya!..

Bu akşamdan haber verilseydi de, insanlar ona göre karar verseydi, kıyamet mi kopardı?

Cuma namazına 1 saat kalmış, bir yandan sala okunur, bir yandan da insanlar namaza gitmeye hazırlanır, hatta belki de yola çıkmışken, Diyanetin, “Yaşlılar, hastalar ve bağışıklık sistemi zayıf olanlar, Cuma namazına gitmek zorunda değil, arzu edenler, evinde öğle namazı kılabilir” diyen açıklamasının duyurulması neye yarayacak, kaç kişi haberdar olacaktı bu açıklamadan?

Gerçi Allah akıl vermiş, Kitabında da, sürekli “Akletmez misiniz” diye sormaktayken hele de günümüz Diyanetinden açıklama beklemeye de gerek yoktu.

Ayrıca camiler de aslında, günümüzün meclisi niteliğinde. Namaz sonrası, oturulup sorunların tartışıldığı, fikir alışverişinde bulunulduğu, ikamet edilen semtin ve ülke sorunlarının dile getirildiği, cemaatin bilgilendirildiği yerler. “Ne kadar uzak camiye gidip namaz kılınırsa, o kadar daha çok sevap kazanılır” görüşünün de bu nedenle oluğunu düşünüyorum. Sadece kendi yakınımızdaki sorunlardan değil, çok daha uzaklardakilerden de haberdar ve bilgi sahibi olunabilsin ama günümüzde iletişim araçları sayesinde, buna da gerek kalmadı. O o günün şartları gereği söylenmiş bir söz. Zamanımızda, (Emeviler sayesinde) ise, camilerin bu işlevi de kalmadı.

Bir merkezden güdümlü hutbe ve en yakın camide, paldır küldür, adet yerini bulsun kabilinden kılınan bir namaz haline geldi!..

Üstelik camiler her tür mikrobun bulaşmasına en uygun olan yerlerden.

Her ne kadar “Temizlik imandandır” dense de, tüm imanımıza(!) rağmen, insanımızın temizlik konusundaki hassasiyeti malum.

Camiye giderken, mutlaka yıkanıp temiz kıyafetler giyerek, güzel kokular sürünmek gerek. Oysaki insanımızın çoğu sadece abdest almakla temiz olduğu kanısında, ( Sokak röportajında adamın birine, virüs konusunda alınan tedbirler konusunda ne düşündüğü soruluyor; verdiği yanıt: Ben namaz kılıyorum, beş vakit abdest alıp ellerimi yıkıyorum, yeterli bu kadarı benim için, sorun yok diye yanıtlıyordu. Halâ sokaklara tüküren, sümkürenlere ve ellerini ağaçlara, direklere, durak, otobüs demirlerine silenler de var) Diz izi kalacak diye, en eski pantolonu, çalınır endişesiyle, en eski ayakkabısını giymekte, çorap ise pek değiştirilmemekte. Bir de evden gitmeyenler var, inşatta çalışıyor, bütün gün direksiyon sallıyor ya da başka bir iş kolunda. Üzerindeki o kirli giysilerle, ter içinde, cami avlusunda abdest alarak tekrar o kirli çorapları giyerek giriyor camiye. O ayaklarla basılan yerlere oturuluyor, secde ediliyor, eller o ayakların bastığı yerlerden var olan tüm mikrobu alıp bir de yüzüne sürüyor ki gözler de, ağız burun da nasibini alıyor bu mikroplardan. O nedenle sadece şimdi değil, her zaman derim: Gerekli temizliğe riayet etseniz de, yanınızda mutlaka bir seccade götürün ve onun üzerinde kılın namazınızı ve eve geldiğinizde de, mutlaka yıkayın seccadenizi. Cebinizde de tesbihiniz olsun, herkesin kullandığı, yerlerdeki tesbihleri kullanmayın diye.

Cuma namazının işlevini böylesine yitirdiği günümüzde, hele de böylesi bir tehlike söz konusuyken, ısrarla ve bir şey olmaz rahatlığıyla, her şey Allahtan nemelazımcılığıyla, Cuma namazına gitmek hem akılcı hem de sevap olmayacaktır!..

Müslüman Allah’ın da buyurduğunca, önce tedbirini almak, sonra Allaha tevekkül etmek durumunda.

Ayrıca, bu beden de bize Allah’ın emaneti, ona iyi bakmak, esirgeyip korumak, yanı sıra da kardeşlerimizi de korumak zorundayız.

Hani Müslüman Müslümanın kardeşi ya!..

 

 

Perihan Reyhan Alkan

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.