ADALET İSTİYORUZ…ADALET İSTİYORUZ…ADALET İSTİYORUZ…

ABONE OL
18:07 - 01/10/2020 18:07
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

ADALET İSTİYORUZ…ADALET İSTİYORUZ…ADALET İSTİYORUZ…

Kim söylemiş, kim yazmış bilmiyorum.
Bildiğim benim çok sevdiğim bir söz olduğudur.
Şöyle der:
“Sırt verip gelinciklere, biz; ölümü, tek delikli Türkmen tüfeğiyle taaa alın çatından vurmuşuz.”
Sen; ölümü değil de adaleti vurdun tek delikli Türkmen tüfeğinle.
Adaleti katlettin sen.
Sen; bu ülkenin adaletinin katilisin.
Ne zaman mı işledin cinayeti?
Sevim Tanürek’i yaşamdan koparan ehliyetsiz sürücü oğluna bir gecede ehliyet alarak ve Sevim Tanürek’i o olayda sekizde sekiz suçlu saydırdığın gün.
O gün başlattığın adalet cinayetini hız kesmeden sürdürdün.
Orduya kumpaslar kurulmasına olanak ve ortam sağlamakla sürdü cinayetin.
Ülkenin çağdaş ve yüz akı insanlarını gece yarıları evlerinden alarak, kurdurduğun özel yetkili mahkemelerde, sözüm ona, yargılayarak ve onlara birkaç kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezaları verdirdiğinde…
Bu akıl tutulmanı eleştirenlere “Ben bu davaların savcısıyım.” diye kostaklandığında…
Ölümcül hastalıklara yakalanan bu insanları son nefeslerini verecekleri zamana değin, ranzalarında zincirli olarak tutmayı sürdürenlere verdiğin buyruklarında…
Anasını, babasını, evladını yitirenlere yitirdiklerine son görevlerini yapma iznini dahi vermek istemediğinde…
Lütfen izin verdirdiklerin en yakınlarıyla bırakın kucaklaşmalarına, bir araya bile gelmelerine izin verdirmediğinde…
O kumpası kuran paralel yapının savcılarına zırhlı makam arabanı tahsis ettiğinde,
Bu suçlamaları onurlarına yediremeyen ve bu nedenle kendilerini öldüren şerefli insanların bu onurlu davranışları karşısında kılının bile kıpırdamadığında…
Polisinin gaz tabancasından çıkan fişekle, henüz çocukken yaşamdan kotarttırdığın Berkin’in acılı annesini alanlarda müritlerine yuhalattırdığında…
Anayasa Mahkeme’sinin kararlarına saygı duymadığını ve kabul etmediğini açıkladığında…
İçinde bulunduğu durumda anasının ağladığını söyleyen çiftçiye “Ananı da al, git!” dediğinde…
301 maden işçisini, 301 yurttaşımızı, 301 insanımızı, dünyada eşi görülmemiş bir maden ocağı felaketinde yitirdiğimiz gün gittiğin Söke’de seni eleştiren bir yurttaşımızı tokatladığında…
MİT müsteşarını yargıdan kurtarmak için bir gecede yasal düzenleme yaptırdığında…
Siyasî partilerle yaptığın hiçbir anlaşmaya uymak gereği duymadığında…
Yargının verdiği kararlar işine gelmediğinde bu kararları ulu orta eleştirmekten çekinmediğini, “Bu iş daha burada bitmemiştir. Bu kararı tanımıyorum. Bunu onların yanına da bırakmam!” dediğinde…
Cumhura başkan seçildiğinde yemin ederek verdiğin namus ve şeref sözünü tutmadığında…
Adalet cinayetini nasıl, nerede, ne zaman işlediğine ilişkin sıralamaya, bırak bir sayfayı, ciltler yetmez.
Konuyu; onu, adaleti yani, nasıl katlettiğini son iki örnekle noktalayalım.
Dün yaptığın konuşmada; 15 Temmuz günü insanlara sokağı işaret ettiğini ve onları demokrat hukuk devletini korumaya çağırdığını unutmuş görünerek bir siyasî parti genel başkanının adalet yürüyüşü için “Adalet sokakta aranmaz.” dediğinde…
Adalet arayışı için yollara düşen anamuhalefet partisi genel başkanına; “Eğer yargı yarın sizi de bir yerlere çağırırsa sakın şaşırmayın!” tehdidi savurduğunda ve tehdidinle cumhuriyetin savcıları olduklarını unutan ve senin savcılarına bu çağrıyı yapma buyruğu verdiğinde katlettin adaleti tek delikli Türkmen tüfeğinle bir kez daha.
İşte biz; demokrat, laik, sosyal bir hukuk devletinden yana olanlar senin katlettiğin o adaleti geri istiyoruz.
ADALET İSTİYORUZ… ADALET İSTİYORUZ… ADALET İSTİYORUZ…
HERKES İÇİN!

Hasan Arslan

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.