BIYIKLARI TERLİ KADINLAR…

ABONE OL
11:32 - 23/10/2020 11:32
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Yaşadığınız yerlere kendinizi yabancı hissettiğiniz ve bir anda boşluğa düştüğünüz oldu mu?

Mesela; yıllarca dirsek çürüttüğünüz okulunuz…

Bahçesindeki çınar ağacı…

Her zaman yürüdüğünüz yol, indiğiniz merdivenler…

İçinde top koşturduğunuz stat…

Şampiyonluk sevinci yaşandığınız tribünler…

Bütün bu anıların geçtiği yerler yok olmuş ise nasıl bir duygu fırtınası yaşarsınız?

Eski okul yıkılıp yerine yenisi yapılmış olsa nispeten yadırgamazsınız.

Çınar ağacı kesilip yenileri dikilmiş ise şaşırmazsınız.

Kullandığınız eğri büğrü yol asfalt kaplanmış yürünür hale gelmişse sevinirsiniz.

Aksine; bunlar yok olmuş ise, anılarınızdaki devamlılık ta sona ermiştir. Artık onlara

dokunamayacağınızı, kokusunda gizli ayrıntıları hissedemeyeceğinizi anlarsınız.

***

Değişim sadece çevremizdeki bina, yol ve ağaçlarla olmaz. Hızlı bir şekilde sevdiğimiz, saygı

duyduğumuz, bazen elini öpmekle, bazen de elini sıkmakla, kucaklaşmakla mutlu olduğumuz

insanların da yaşam sahnesinden çekildiğini, yalnızlık duygusunun benliğinizi sardığını fark

edersiniz.

İster-istemez meydana gelen değişimler de yitirilenin yerine daha iyisinin gelmediğini görmek

insanın içini burkar.

Sakallı erkekler, örtülü veya bıyıkları terli kadınlar görmek, alışmadığınız kaba-saba insan

topluluklarının çoğalması ve bunların sarmalında sıkışmak, sizi; bulunduğunuz yerlerden

uzaklaştırıyor.

Yaşam alanlarınızın istila edildiği, bunun sona ermeyeceği, aksine giderek her geçen gün

daha da artacağını bilmeniz ise, içinizde ki öfkenin kabarmasına, başka ülkelerde

gördükleriniz ile durum karşılaştırması yapmanıza neden oluyor.

Bizim için her dönemde Vatan; insanın doğduğu, yurt denilen yer ise yaşamak için seçtiği yer

olmuştur. Tatillerde bulunduğumuz yerden memlekete gidiyoruz deriz ama yurt dışından

gelirken Vatana döndüğümüzü ifade ederiz.

***

Bu topraklarda yaşamanın bir bedeli vardır. Vatan sahibi olmanın da… Bugün bile Türk

Askeri bu bedeli ödemeye devam ediyor. Şehit cenazelerinin henüz ardı arkası kesilmiş,

sınırlarımıza barış gelmiş değil.

 

Evet.

Vatan; kolay elde edilmez. Kolay da korunmaz. Ter ve kan dökülür. Uğrunda can verilir.

Bizim atalarımız dünden bugüne, yurt olarak göçtükleri yerleri vatan yapmak için bütün bu acı

sınavlardan geçmişlerdir.

Bir eve “misafir” olarak gelmek başkadır, ev sahibinin yerini almak başka bir şeydir… Şu

anda Türkiye de ki durum ayni ile vaki’dir. Misafirler ev sahibini rahatsız etmek, kovmak ve

evlerine yerleşmek derdindedir.

***

Gizli parası, altınları, dolarları olanların en mutena semtlerde evler, daireler almaları; en lüks

caddelerde dükkânlar açmaları; son model araçlara kurulmaları hiçbir yabancı ülkede

Türklere tanınan imtiyazlar değildir.

Ancak; kollarımızı açtığımız ve savaş mağduru olarak kabul ettiğimiz insanların bir zamanlar

Filistin’e sığınmacı olarak yerleşen İsrailli göçmenlerden pek farkları kalmadığını bir gün gelir

acı, acı hatırlarsak çok üzülürüm.

Yakında pek çok göçmen; insan davranışlarının doğal sonucu olarak; kendi siyasi ve iktisadi

örgütlenmelerini tamamlayacaklardır. Ayrıca siyasi partilerini kurup, kendi kolonilerini

oluşturdukları bölgelerde yaşamak istemeleri, hatta kendi oluşturdukları gizli otonom

yönetimlerine karar vermeleri de beklenebilir.

Umarım, Türk toprakları üzerinde hak iddia edecekleri gerçeği ile yüzleşmeyiz.

***

Yeni göçmenler; beraberlerinde getirdikleri hastalıkları, savaş kültürünü, kaba davranışları,

kötü alışkanlıkları sınırlarımızdan içeri taşımakla kalmamışlar, gittikleri yerlerde bu

alışkanlıkları ve davranış biçimlerini genç kuşaklarımıza da aşılamaya başlamışlardır.

Bu gerçek; ülkemizin devlet eli ile önlenememiş bir yabancı istilası olarak algılanmaktadır.

Kontrol edilemeyecek bir sayıya ulaşmış olmaları, resmi otoritenin kararlarına karşı direniş

gösteren bir karaktere sahip olmaları ise endişe yaratmaktadır. Çeşitli yollarla yurda

dağılmayı ve yerleşmeyi başaran bu insanların büyük şehirlerde yeni gecekondu kentler

oluşturdukları veya mevcut gecekonduları satın aldıkları, bu yol ile göçmen olma kurallarını

çoktan ihlal ettiklerini görmekteyiz.

***

Genç işsizlerin ucuz iş gücü olarak çalışmaları, Türkiye’de ki sendikaların patron kesimi

karşısında elini zayıflatmakta; iş barışını tehdit etmektedir. Sigorta istemeyen, vergi

ödemeyen kayıt dışı bir iş gücü finans sorunları yaşayan işletmeler için tercih sebebi

olmaktadır.

İlgililerin ve muhalefetin bu konuda hoş görülü davranması Türk halkının sinirlerini

bozmuştur. Makul sayıda savaş mağdurlarını göçmen olarak kabul etmek yerine, tehdit

unsuru olan akın rehabilite edilememiştir.

Türk insanının gelenek ve göreneklerine aykırı davranışlar sergileyen göçmenlerin pek çok

ortamda bünyenin reddetmesi oldukça düşündürücüdür.

 

Kısacası Türk insanı; geçici “misafirliğe evet, kalıcı yerleşime karşı” bir tavır sergilemekte,

daha önceki göç dalgalarında ki Türk kökenli balkan göçmenlerini karşıladığı gibi bir kabul

davranışı sunmamaktadır.

***

Bıyıkları terli, ayakları kokan kadınlarla, nargile kültürünü zıplatan erkeklerin, ülkenin gözde

kentlerinde, İstanbul da Beyoğlu’nda sergiledikleri sıra dışı davranışlar, tarihi kimliğini bile

etkilemektedir.

Zaten eğitim konusunda yeterince sorun var iken, eğitilemeyen yeni bir kitlenin verdiği

rahatsızlık karşısında halkın sesini duymayan, oy avcılığı peşinde koşan, duruma göz

yumanların çıkacak sonuçla ilgili bedeli çok ağır ödeyecekleri bir gerçektir.

Sonuçta;

Türkiye kendine katma değer kazanmak yerine mevcut değerlerinden çok şey

kaybetmektedir.

Eskiden Osmanlı imparatorluğu fethettikleri topraklara belli sayıda Türk aileler yerleştirerek

oraları Türkleştirme yoluna gitmişlerdi. Buna “İskân” politikası denilmekteydi. Ek olarak

“İstimalet” politikasını da uygulayarak uzun yıllar girdikleri ülkelerde kalmayı başarmışlardı.

Günümüzde Osmanlı özentisi yöneticiler de ayni politikayı mı güdüyorlar acaba?

Neden ve kime hizmetle? Ne dersiniz?

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.