Türkiye’de 1 Mayıs İşçi Bayramı, işçi mücadelesinin birlikte örgütlene çalışmalarının yürütülmediği alanlarda: Yıllarca nesnel, nicelik, nitelik, biçim, sınıfsal, siyasal, sosyal, sosyolojik… tanımlamalar, karmaşık kavramlar, soyut söylemler üzerinden dünden bugüne tartışıldı.
İşçileri sınıf bilincinden ve mücadelesinden koparma çabalarını boşa çıkaran işçilerin sınıf örgütlülüğü devam etti. Tüm zor koşullara rağmen sınıf tavrı gelişerek, yeni mücadele yöntemleri ve örgütlülüğü geliştirdi. Bugün 1Mayıs’ı özümseyerek özüne uygun yaşatan sınıf tutumu inanç, direnç ve kararlılığı gelecekte 1 Mayıs’ı zafere taşıyarak, bayramlaştıracak.
Bugüne kadar işçilerin mücadelesinden soyut sürdürülen tartışmaların öznesi:
– 1 Mayıs işçi bayramı
– 1 Mayıs İşçi, Emekçi Bayramı
– 1 Mayıs İşçilerin, Emekçilerin, Ezilen Yoksul Halkların Bayramı.
…Benzer tartışmalar üzerinden 1 Mayıs tanımlanmaya çalışıldı. Tanımı yapılamadan sürdürülen tartışmalarda uzlaşı sağlanamadığından ortaya birlikte güçlü mücadeleler çıkarılamadı. Bütün bu tartışmalar işçi mücadelesinden kopuk, içinde işçilerin olmadığı platformlarda sürdürüldü. “İşçilere sınıf bilincini aydınlar taşır” söylemi ile kamufle edildi. İşçilerden, işçi mücadelesinin dışında sürdürülen tartışmalar sınıf mücadelesine karşı engebeler oluşturmaktan öteye gitmedi.
Oysa, 1 Mayıs’ın özüne uygun tanımı: İşçilerin işçi tutumu, iş yaşamı, bölge, ülke koşulları, deneyimler üzerinden sosyal-siyasal…, tanımını tarihe not düşerek mücadele alanlarında sınıf bilinçli işçiler tarafından yapıldı, yapılıyor, yapılacak.
1 Mayıs, işçilerin kendi mücadele ve örgütlenme deneyimlerinden çıkardığı dersler, deneyimler, kazanımlar ile 1 Mayıs alanlarına taşınıyor.
Mücadele alanlarında sergiledikleri sınıf tutumu ile güçlenerek, sınıf mücadelesini her alanda birleştirecekler.
Yukarıda kısaca değindiğim. Türkiye’de 1 Mayıs süreci, 1977 Taksim katliamı sonrası işçi mücadelesi dışında farklı bir tartışma alanına taşındı.
Sendikal mücadele içinde yer almayan, işçi mücadelesini siyasi mücadele ile eşleştiremeyenler, işçi emekçi mücadelesi bağı kuramayanlar; 1 Mayıs Taksim’de kutlama çağırılarını her yıl yeniliyorlar. Bu “inatlaşma” işçi ve emekçileri Taksim çevresinde sokaklarda çekip güvenlik güçleri ile kovalamaca oynamaya hapsetmekten öteye gitmedi.
Bugüne kadar, Türkiye kamuoyu, 1 Mayıs’ı televizyonların haber ekranlarda sadece bu görüntüler ile izlediler. Ekranlarda sürekli bu görüntüleri veren haber kanalları, gazete manşetleri, sınıf bilinçli işçilerin 1 Mayıs’ı sahiplenmeleri sansürlendi. Taksim’i yasaklayanlar, 1 Mayıs’ı terörizme etme amaçlarına böylece ulaştılar.
Sınıf bilinçli işçiler açısından 1 Mayıs inatlaşma tutumu değildir. İşçiler iş yeri çalışmalarını, taleplerini mücadele alanlarına taşımalı. Sınıf bilinçli işçiler; 1 Mayıs’ı kutlama amaçlı alanlara girerken inatçı bir eda ile “girerim- giremezsin” tutumu ile hareket etmezler, etmemeliler, etmediler, etmeyecekler.
İşçiler, örgütlü güçleri ile demokrasi mücadelesini güçlendirecek birlik yaratarak, her alana barikatları aşarak :
Gir-di-ler.
Gi-ri-yor-lar
Gi-re-cekler
Sınıf bilinçli işçiler; 1 Mayıs’ı sadece Taksim ile sınırlayarak, provokasyonlar ile kamuoyuna çatışan, kıran, döken görüntüsü sergilemezler.
İşçiler, her çalışma alanını, her meydanı, her sokağı, köyü, mahalleyi 1 Mayıs alanına çevirmeliler. Bu alanlardan gelişen mücadele güçlenerek kitlesel örgütlü, yasakları dize getiren sınıf tavrı ortaya koymalı. İşçiler açısından, örgütlü sınıf gücünü yaratarak koşulları oluşturduğunda şüphesiz Taksim’e bayram havasında, zafer sloganları ile girerler.
İşçi mücadelesinin tutumu ve deneyimleri gösteriyor ki: İşçi mücadelesinden kopuk geleneksel revizyonist, oportünist tutum, sadece işçilerin güçlü örgütlülük yaratmasına engeller oluşturarak geciktirmekten öteye gitmedi.
İşçiler emekçiler, yoksul halkların verdiği mücadele ile demokratik hak ve özgürlüklerin kazanıldığı ülkelerde işçi örgütlenmeleri, sendikal çalışmalar yasal zeminde yapılır. İşçiler mücadele kazanımları ile ülke anayasasına sendikal örgütlenmenin tanımını yazdırırlar. Bir Mayıs İşçi Bayramı bilinci oluşmuş, ülkeler 1 Mayıs’ı İşçi Bayramı olarak kutlarlar. Bu doğal akış içinde ülkelerde 1 Mayıs işçi bayramı olarak, şölen havasında kutlanır. Ülkelerin ismi ile öne çıkmış meydanlarında işçi bayramı kutlanması mücadeleler ile kazanılmış demokratik haktır.
Tüm bunlar dikkate alınarak işçiler 1 Mayıs Bayramını hedefleyerek mücadele ederek örgütlenme alanlarını genişleterek güçlü birliktelikler yaratmalıdırlar. Her sınıf bilinçli işçinin hedefi: Mücadele alanlarında yaratılan kazanımları birleştirilerek, büyütülerek 1 Mayıs’ı Bayrama dönüştürmek olmalı.
İşçiler kendi iş ve yaşam alanlarında mücadele, mücadele deneyimleri, sendika örgütlükleri, STK’lar ve siyasi partiler ile ortak talepleri doğrultusunda güç birliği oluşturulmalı. Oluşturulan örgütlü güç ile hak ve özgürlük taleplerini hayata geçirmeliler. Birlikte mücadelenin gücü, kazanımları, 1 Mayıs’ı şölen havasında kutlamalar ile zafere taşıyarak tüm alanlarda bayramlaştıracaktır.
Hadi hayırlısı…
ABD
5 saat önceGÜNCEL
7 saat önceASYA
7 saat önceGÜNCEL
7 saat önceGÜNCEL
7 saat önceALMANYA
7 saat önceALMANYA
7 saat önce